 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1978/7118
K: 1978/12404
T: 23.10.1978
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, tetkik hakiminin açıklaması dinlendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 308 parsel sayılı 49700 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydına ortak miras bırakandan gelen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve satın almaya dayanılarak Yusuf adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından red edilen davacılar tapu kaydına dayanmış dava açmışlardır. Davacı Rukiye ve ortakları tarafından davalı Yusuf aleyhine asliye mahkemesinde açılan müdahalenin önlenmesi davası tapulama mahkemesine devir edilmiştir. Mahkemece davanın reddine dava konusu parselin davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tapu kaydına, davalı ise satın almaya dayanmışlardır. Mahkemece dayanılan tapu kaydının dava konusu parsele ait olup olmadığı saptanmadan nizalı parselin davacıların miras bırakanı tarafından davalıya satıldığı ve teslim edildiği kabul edilerek hüküm oluşturulmuştur. Davalı tarafın dayandığı 5.1.1958 günlü senet de belli miktarda alınan para karşılığında davacı tarafın nizalı parseli davalıya teslim ettiği ve senette belirlenen günde alınan paranın ödenmemesi halinde taşınmazın davalı tarafa ait olacağı kabul edilmiştir. Her ne kadar senet metninde ayrıca nizalı parselin davacı tarafın miras bırakanı tarafından davalıya satılmış olduğuna dair sözlerde yazılı ise de senedin tümünün okunmasından, tarafların asıl amaçlarının rehin sözleşmesi yapmaktan ibaret olduğu anlamı çıkmaktadır. BK.nun 18. maddesi hükmünce, sözleşmelerin yorumunda tarafların kullandıkları deyimler ve isimlere bakılmayarak onların gerçek ve ortak amaçlarının aranması gereklidir. Senet içeriğine göre tarafların asıl amaçlarının rehin sözleşmesi yapmak olduğu sonucu çıkmaktadır. Rehin sözleşmesinde rehin karşılığı alınan paranın belli süre içinde ödenmemesi halinde rehnedilen şeyin karşı tarafın mülkiyetine geçeceğini öngören şart, MK.nun 788. maddesi hükmünce geçersizdir. O halde bu durumda önce tapu kaydı gereği gibi yerine uygulanmalı nizalı parselin tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı saptanılmalı nizalı parselin dayanılan tapu kaydının kapsamında kaldığının saptanması halinde ise, yukarıda sözü edilen BK.nun 18 ve MK. nun 788. maddeleri hükümleri de göz önünde bulundurulmalı ve sonucuna göre hüküm verilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yetersiz araştırmaya dayanılarak hükümde yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına mahal olmadığına 23.10.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.