Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1978/5784
K: 1978/3509
T: 21.03.1978
DAVA : Taraflar arasındaki tapulama tesbitinde doğan davadan dolayı verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle dosyadaki belgeler okundu gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 605 parsel sayılı 810 m2 yüzölçümündeki taşınmaz (D) mirasçıları adına kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayanılarak tesbit edilmiş ve sonradan davacı olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmıştır. Asliye hukuk mahkemesine davacılar (G) ve (A) tarafından davalılar (S) ve (K) aleyhlerine açılan müdahalenin önlenmesi davası tapulama mahkemesine devir edilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne nizalı taşınmazı davacılar (G), (A) ve (K) adlarına tesciline davalı (S)nin müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı (S) tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu parselin (D)ye ait olduğu yönünde taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık taşınmazın bir bölümü üzerinde yapılan ve tapulama sırasında varlığı saptanan binanın kime ait olduğu noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf miras bırakanlarınca yaptırıldığını, mirasçılar adına tescilini ve elatmanın önlenmesini dava etmişlerdir.
Davalı (S) gerek elatmanın önlenmesi davasına karşı olan savunmasında ve gerekse tapulama tesbitine yaptığı itirazında binayı kendisinin yaptırdığını, zilyedi bulunduğu ileri sürmüştür. Ancak, zeminin mülkiyetine yönelik satın alan ya da bağış sözleşmesi yapıldığını ileri sürmemiştir. Bilirkişi vergi kaydının (D) ye ait taşınmazdaki binaya ait olduğunu söyleyemeyeceğini, tanıklar binayı davalının içgüveysi olarak miras bırakan ile birlikte oturduğu sırada eski evin ön kısmına yaptırdığını yalnız bunlardan tanık (M) üzerine bina yapılan taşınmaz mal bölümünü davalıya kayınvalidesi (D) tarafından bağışlandığını haber vermişlerdir. Elatmanın önlenmesi davasında delil olarak eklenen ihtiyati tedbir kararının dayanağı 24.6.1963 günlü keşifde dinlenilen bilirkişi ise nizalı parsel ile evin (D)ye ait olduğunu, onun parası ile yapıldığını davalının onun yanında içgüveysi olarak kaldığını, karısının 1943 gününde ölmesi üzerine de buradan ayrıldığını, miras bırakanın aynı evde yaşamını sürdürdüğünü ve öldüğünü söylemiş, uzman bilirkişi tarafından bu keşifle ilgili olarak düzenlenen krokide eski ve yeni ev yeri belli edilmiştir. Bu durumda binayı kimin yaptırdığı ve zeminin davalıya bağışlanıp bağışlanmadğı yönünde bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık bulunmaktadır. Mahkemece, bu aykırılık giderilmemiştir. Ayrıca davalının ayrılıp, gittiği diğer evi varken çekişmeli binayı yaptırması sebebi ve nedenleri araştırılmamış, bağışdan söz eden tanık sözü üzerinde tartışılmamıştır. Yetersiz inceleme ve soruşturma ile hüküm verilemez. O halde mahkemece nizalı binayı, kimin, hangi yılda yaptırdığı ve bu binanın zemini olan taşınmaz bölümünü (D)'nin davalıya bağışlayıp bağışlamadığı gereği gibi incelenmeli, mahkemece, bağış yapılmadığı ancak evin davalı tarafından kendi adına yaptırıldığı sonucuna varıldığı takdirde zemin tapu da kayıtlı olmadığına göre davalının bina üzerindeki zilyedlik binanı zeminini de kapsamına alır. Bu itibarla mahkemece (S)nin fiili hakimiyeti altında bulunan taşınmaz bölümü ve bu yerde tapulama tesbit gününe kadar davalı yararına Tapulama Kanununun 33. madesinde öngörülün koşulların oluşup oluşmadığı incelenmeli, oluşmuş ise bu bölüm ayrılarak davalı adına tescil edilmeli, davalı yararına mülk edinme koşulları oluşmamış ise taşınmazın 1951 gününde ölen (D)_ mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmeli ve ayrıca bina sebebi ile davalı yararına Tapulama Kanununun 40. maddesi uygulanmalı ve elatmanın önlenmesi davası kabul olunmalı, davalının binaya bağlı olarak açtığı tescil isteğini kapsayan davası hakkında MK.nun 650. ve onu izleyen maddeleri hükmünce yenilik doğurucu (İhdasi) nitelikte hüküm almayı gerektiğinden bu tür davalara tapulama mahkemesinde bakılamayacağından mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden yetersiz inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm oluşturulması isabetsiz temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA Yargıtay duruşmasında avukatla temsil edilen (S) yararına takdir olunan 1400 lira avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 21.3.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini