 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1978/1459
K: 1978/4888
T: 11.04.1978
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekte temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, tetkik hakiminin açıklaması dinlendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında dava konusu parseller İdil İlçesi Bölge Hudutları içinde tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından red edilen davacı, Cizre Tapulama Mahkemesi'ne dava açmıştır. Cizre Tapulama Mahkemesi yetkisizlik kararı ile tutanak ve eklerini İdil Tapulama Mahkemesi'ne göndermiştir. İdil Tapulama Mahkemesi de görevsizlik kararı vermiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapulama komisyonu kararına karşı 766 sayılı Tapulama Kanunun 28. maddesinde belirtilen 30 günlük süre içinde yanlış mercii olan Cizre Tapulama Mahkemesi'nde açılmıştır. Herne kadar yanlış mercie açılan dava aslında davaların bağlı olduğu süreyi kesmez ise de zamanaşımı yönünden BK.nun 137. maddesinde bu bakımdan ek süre tanınmış ve ek süre içinde doğru mercie başvurulması halinde zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir. Bu hüküm benzetme yoluyla bu gibi hallerde de uygulanma yeteneğine sahiptir. Olayda, Cizre Tapulama Mahkemesi'nce verilen yetkisizlik kararı ile dava dosyası İdil Tapulama Mahkemesi'ne aktarılmıştır. Bu işlem HUMk.nun 27. maddesine uygundur. Tapulama mahkemesinde davanın yürütülmesi tarafların baş vurmalarına bağlı değildir. Yetkisizlikle gelen dava tapulama evrakı ile birleştirilip doğrudan doğruya işleme konur. O halde Cizre Tapulama Mahkemesi'nden dava dosyası İdil Tapulama Mahkemesi'ne yetki yönünden aktarılınca, ek sürenin kullanılmasına dahi gerek bulunmadan davanın tapulama mahkemesinde sürdürülmesi zorunludur. Bu durumda 30 günlük dava süresi içinde yetkisiz tapulama mahkemesinde açılmış bulunan ve yetkili tapulama mahkemesine aktarılan davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. Ayrıca olayda mahkemece ileri sürüldüğü gibi her iki parsele ait davanın ayrı ayrı açılan zorunluğu da yoktur. Taşınmazlara ait davaların tarafları ve hukuki nedenleri aynıdır. Kaldı ki mahkemece davaya el konulduktan sonra her iki parsele ait davaların gerekli ise ayrılması olanağı vardır. O halde mahkemece davanın esasına girilerek inceleme yapılmalı varılacak sonuç dairesinde karar verilmek gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesince harç alınmasına 11.4.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.