DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekte temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, tetkik hakiminin açıklaması dinlendi, gereği görüşüldü :

KARAR : Tapulama sırasında 159 ve 167 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydına dayanılarak A. ve C. adlarına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonunca red olunan davacı Halef parselleri tapu malikinin mirasçılarından haricen satın aldığını ileri sürmüş ve dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm müdahil Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

SONUÇ : 766 sayılı Tapulama Kanununun 48/c maddesi hükmü uyarınca davaya katılma, katılan kişiye asıl davacı sıfatı verir. Bu nedenle davaya katılmanın dava açma yöntemine uygun bir biçimde oluşması gerekir. Mahkemenin Hazineye re'sen tebliğat yapmasının ve davaya katılmasını sağlamasının yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece yapılan tebliğat üzerine duruşmaya gelen Hazine temsilcisinin HUMK.nun 474. maddesi hükmünce dava zaptı düzenlettirmeden veya dava dilekçesi vermeden duruşmayı takip etmiş olması katılma olarak nitelendirilemez ve Hazinenin bu davada taraf olduğu kabul edilemez. Davada taraf olmayan kimsenin hükmü temyize de yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle Hazinenin temyiz inceleme isteğinin (REDDİNE)z ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 74. maddesinin son fıkrası uyarınca 10 lira red ilan harcının temyiz edenden alınmasına 31.5.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972