 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Ceza Dairesi
E: 1978/2234
K: 1978/2827
T: 05.05.1978
- TÜRK PARASININ KIYMETİNİ KORUMA (BLOKAJ YÜKÜMLÜLÜĞÜ)
ÖZET: Blokaj yükümlülüğünün varlığı konusunda çıkan sorunlarda idarenin suçu oluşturan bildirimini yapmadan önce suçun oluşmasını önleyecek önlemleri alması, incelemeyi ivedilikle bitirerek nasıl hareket edeceklerini sanıklara bildirmesi gerekir.
(1567 s. TPKK. Hk. K m. 1)
(TPKK. Hk. 17 s. Karar m. I/son-f.)
(TPKK. Hk. 17 s. Karara İlişkin Seri V, No: 3 Teb. m. 51 ve dv.,m. 78)
1567 sayılı Kanuna muhalefetten sanıklar Türk Tütün AŞ. hükmü şahsiyeti ve (A) haklarında yapılan duruşma sonunda : Adı geçen Kanunun 3/A, TCK.nun 59; 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince Türk Tütün A. Ş. şahsiyetinin 833 lira 30 kuruş ağır para cezası ile birlikte 5 ay 25 gün ticaret ve meslek? faaliyetten men'ine, sanık (A) nın 3500 lira çevrili ve 833 lira 30 kuruş ağır para cezasiyle birlikte 5 ay 25 gün ticari ve mesleki faaliyetten menine, her iki sanığın cezalarının teciline dair (İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 16.2. 1978 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar vekili tarafından süresinde istenilerek depo paraları ile şartı yerine getirilen dava evrakı C. Başsavcılığı'nın bozma isteyen 30.3. 1978 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 1567 sayılı Yasanın 1. maddesine dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından yürürlüğe' konan 17 sayıl kararın 1. maddesinin son fıkrası, (bu karar ve bu kararın tatbikatıyla ilgili olarak Maliye Bakanlığı'nca yayınlanacak tebliğlere muhalefet 1567 sayıl Kanuna, ek ve tadillerine muhalefet sayılır) hükmünü getirmiştir.
Görüldüğü veçhile Maliye Bakanlığı'nın yetkileri 17 sayılı kararın tatbikiyle ilgili olmak üzere sınırlandırılmış ve bu yetkilerin nelerden ibare olduğu anılan kararın 42. maddesinde belirtilmiştir.
Bu karara ilişkin seri V-3 sayılı sermaye hareketleri tebliğinin 51'i izleyen maddelerinde ise blokajla ilgili işlemlerin uygulama biçimi açıklanmıştır.
Şu hale göre; Maliye Bakanlığı'nın bu esaslar dairesinde hareket etmesi beklendiği kadar, sanıkların da buna aynen uymaları zorunluğu izahtan uzaktır. Ancak, blokaj mükellefiyetine tabi kılınıp kılınmayacağı hususunda ortaya çıkacak sorunun da karar ve tebliğlerde yazılı usullere uyularak halli gerekir.
Bu takdirde gerek mercilerin ve gerekse sanıkların suçun oluşmasını önleyecek önlemleri almaları ve bu süre içinde incelemenin süratle bitirilerek taraflara hareket tanlarının bildirilmesi de lüzumludur.
Dava konusu olayda idarenin bu yolu izlemeden, sanık şirkete 27.9.1965 gün ve 282902 sayılı tebligatı yaptığı anlaşılmaktadır.
Yasalara uygun hareket bütün bireylerin yerine getirmekle yükümlü bulundukları bir davranıştır. Ancak idarenin de tasarruflarında topluma güvence verecek biçimde tutarlı ve ciddi davranması kimseyi yanılgıya düşme olasılığı vermemesi gerekir.
Olayımızda sanıklar 1965 yılında blokaj yükümlülüğünden istisna edildikten on küsur yıl sonra bu kez idarece yapılan bir tebliğle suçun ihya edilmesi yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.
Suç kasdına etki yapan bu önemli hususun aydınlığa çıkarılması için öncelikle 27.9.1965 gün ve 282902 sayılı T.C. Merkez Bankası yazılarına dayanak teşkil eden sanıklar tarafından Maliye Bakanlığı'na sunulmuş başvuru dilekçesi örneği getirilmek ve anılan yazının ne gibi bir gerekçeye dayandırıldığı hususları da sorulmak suretiyle hüküm kurulması iktisa eder.
Yukarıdanberi açıklanan yasaya aykırılık nedeniyle sanıklar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi (BOZULMASINA) depo parasının iadesine 5.5.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.