 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1978/5787
K: 1978/6046
T: 18.10.1978
DAVA : Gündüzün Ali'nin evinin arka tarafında bulunan ağaç dalları ile yapılmış avlusundan 150-200 lira değerindeki "Palaz" tabir edilen kekliği çalmaktan sanık İsmail hakkında yapılan duruşma sonunda; suçu usulen sabit olduğundan TCK.nun 491/4, 522/1, 59/2, 525 ve 647 sayılı yasanın 4-6. maddelerine tevfikan 2000 lira ağır para cezasıyle mahkumiyetine ve 3 ay 10 gün genel güvenlik gözetimi altında bulundurulması ve cezasının ertelenmesine dair Şuhut Sulh Ceza mahkemesinden verilen 8.6.1978 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık tarafından istenilmiş ve para depo edilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı Yüksek makamından bozma isteyen 29.9.1978 tarihli tebliğname ile 9.10.1978 gününde daireye gönderilmekle gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Sanığın olay günü gündüzün müştekinin evinin arka tarafında bulunan avlusuna girerek pencerenin önünde kafes tipindeki sandığın içinde bulunan 150-200 lira değerindeki palaz tabir olunan kekliği çaldığı iddiayı doğrulayan tanık beyanları, ikrar, 3.5.1978 tarihli keşif tutanağı ve keşif sırasında dinlenilen bilirkişilerin düşünceleri gibi olumlu delillere, dayanılarak suçun sübutu kabul edilmiş ve soruşturma uygun bir şekilde niteliği tayin kılınarak yapılan uygulamada herhangi bir isabetsizliğe rastlanmamıştır.
Nitekim; olayda uygulanan TCK.nun 491. maddesinin 4. bendinde; hırsızlığın gündüzün bir bina içinde veya duvarla çevrilen müştemilatında işlenmesi halinde basit hırsızlıktan ayrık olarak daha ağır bir ceza öngörülmüş ve bu hükümle, sadece bina değil, binanın duvarla çevrili müştemilatı korunmuştur.
Maddenin sözü edilen bendinin uygulanmasında müştemilat ve duvar sözcüklerine verilen değişik anlamların çoğu kez duraksamalara yol açtığı görülmektedir. Kanun koyucunun cezai korumaya mazhar kıldığı esas gözönünde bulundurulursa denebilirki binanın müştemilatı, binaya doğrudan doğruya veya dolayısıyla tabi olup da bilfiil veya filhal kullanma bakımından binanın hizmetine tahsisi edilen veya onu tamamlayan yerlerdir.
Binaya doğrudan doğruya tabi olan ve müştemilattan sayılan yerler, o binanın örneğin; balkon, teras gibi kendisine bitişik yerleriyle, mesken olarak kullanılan çeşitli daireleri bulunan bir binanın merdiven, boşluk, sahanlık gibi yerleri ve ahır, samanlık, avlu garaj, bahçe gibi binanın hududu içinde bulunan mahallerdir. Ancak; hemen ilave edilmelidir ki; müştemilat sayılan yerlerin herhalde binaya maddeten birleşmiş olmasında ve bina ile aralarında bir bağlantı bulunmasında zorunluk yoktur. Bu cümleden olarak binaya doğrudan doğruya bağlantısı bulunmayan avlu, bahçe, garaj ve sair bunun gibi yerlerde binaya dolayısıyle tabi müştemilattandır. Bu arada yine kaydedilmelidir ki; esasta, gerek doğrudan doğruya ve gerekse dolayısıyle müştemilattan sayılan yerlerin mesela bahçe veya avlunun mutlaka bir duvarla çevrili olması veya muhkem bir kapı ile kapalı ve kilitli bulunması zorunlu olmayıp sadece başkalarının buraya girmesine rıza gönderilmeyeceğini belirtecek şekilde dış alemden tecrit edilmiş bulunması zorunlu ve yeterli isede; sözü edilen maddenin 4. bendi bu tanımlamadan ayrık olarak müştemilatan sayılan yerin duvarla çevrili olmasını şart koşmuştur. Bununla birlikte kanun müştemilat gibi duvardan maksadın ne olduğunu da tesbit etmemiştir. Çoğu müelliflerce geçerli sayılan ve son uygulamalarda kabule erişmiş düşünce uyarınca herhalde istenen; sadece taş, toprak ve sair inşaat malzemesiyle örülmüş duvar olmayıp başkasının girmesine mani olacak surette yapılmış bir tel örgü, tahtaperde veya geçişi önleyecek surette ağaç dalları gibi çeşitli malzeme kullanılarak yığılıp sıkıştırılmak ve örülmek suretiyle meydana getirilen maniaları da duvardan saymak gerekmektedir.
İnceleme konusu olaya bu görüş açısından bakıldığında keşifte, dinlenen bilirkişi mütalaasında ayrıntılı bir biçimde açıklandığı ve eski krokide gösterildiği gibi suç yerinin eve bir kapı ile irtibatı olmamakla beraber iki pencereyi muhtevi arka duvara bitişik 15 metrekare tutarında bir alanı kaplayan 0.50 cm. eninde 125 cm. yüksekliğinde sıkıştırılmış çalı ve ağaç dallarıyle düzenli şekilde yapılmış bir duvarla çevrili ve içinde kavak fidanları, meyve ağaçları ile sebze bulunan ve binaya dolayısıyle bağlı müştemilat durumundaki avlu dahilinde olduğu açıkça görülmektedir.
SONUÇ : Bu itibarla sanık vekilinin olayda suç kasıt bulunmadığına ilişen temyiz itirazlariyle tebliğnamedeki evin kapısı ile ilgisi bulunmayan ve etrafı çit ile çevrili bahçenin bina müştemilatından sayılamıyacağına yönelik bozma düşüncesi yerinde görülmediğinden reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan ve takdire dayanan hükmün ONANMASINA, depo parasının gelir kaydına 18.10.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.