 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1978/2982
K: 1978/3465
T: 11.10.1978
DAVA : Mustafa Bayrak ve Aydın'ı kasten öldürmekten sanıklar Halit, Mehmet Ramazan ve Salih'in kangütme öldürmeye tam derecede teşebbüsten sanık Hüseyin ve adıgeçen Salih'i taammüden öldürmekten sanık Cafer ve ayrıca izinsiz silah taşımaktan yukarıda adları geçen sanıklar Hüseyin, Cafer'in yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ilişkin Elazığ Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 18.5.1978 gün ve 227/39 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş şartı yerine, getirilmiş hükmün silah taşımadan maada kısmı re'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile dairemize gönderilmekle duruşmalı olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : 1 - Suça hedef olan maktül Salih'ten gelmiş bir haksız hareket olmadığı halde 51. maddenin uygulanmasına ilişen tebliğnamedeki bozma sebebine iştirak edilmemiştir.
2 - Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıkların duruşmalı inceleme sırasında müdafilerinin sanık Mehmet, Ramazan ve Halit'in suçlarının sübut bulmadığına 463. maddenin uygulanması gerektiğine, Cafer ve Hüseyin için tahrikin varlığına öldürme kastı olmadığına, sübutun yokluğuna vesaireye ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklardan Hüseyin ve Cafer haklarında silahtan verilen hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, ancak;
A) Olay günü mısır tarlalarının sökülmüş olmasını Cafer ve taraftarlarından bilen maktül, köy muhtarı Mustafa'nın Cafer'in bulunduğu yöne doğru küfürler savurması ve elindeki av tüfeğiyle tehditvari ateşe başlaması gibi haksız davranışları üzerine Cafer'in bulunduğu taraftan da sürekli ateş başladığı bu sürekli ateş baskısı karşısında haksız davranışı ile olayı başlatan maktül Mustafa'nın ve haksız davranışta bulunan Mustafaya iltihak etmek sureti ile onun bu davranışlarına da katılmış olan Mustafa'nın kardeşi maktül Aydın'ın birlikte kaçmaya başladıkları ve sanıklardan Mehmet Ramazan ve Halit'in maktül Mustafa ve Aydın'ı sanık Cafer ile birlikte takip ettikleri ve maktul Aydın ve Mustafa'yı sığındıkları bir taş kovuğunda sıkıştırdıkları ve yapılan müsademe sonunda maktul Mustafa ve Aydın'ı müteaddit yerlerinden yaralamak suretiyle birlikte hem fiil olarak öldürdükleri mahkemenin kabulünden ve bu oluşu doğrulayan bir kısım şahadet münderecatından ve ölü muayene tutanakları münderecaatından anlaşılmakta olmasına göre maktul Mustafa'nın olayın çıkmasındaki haksız davranışları sebebiyle öldürüldüğü açıkca belli olduğu gibi maktul Aydın'ın da öldürülmesi sebebide haksız davranışta bulunan kardeşi maktul Mustafa'ya iltihak edip onunla kader birliği davranışta bulunan kardeşi maktul Mustafa'ya iltihak edip onunla aynı sebep ve saikle aynı zamanda ve aynı yerde öldürülmüş olduklarının kabulünde zorunluk bulunmasına rağmen sanıklardan Mehmet, Ramazan ve Halit haklarından 450/5, 59. maddeleri yerine Mustafa'yı öldürmekten 448, 51/I, 59, Aydın'ı öldürmekten ise 448, 59. maddelere göre ayrı ayrı ceza tayini,
B) Maktullerden Aydın ve Mustafa ile sanıklardan Mehmet Ramazan ve Halit ve Cafer arasında vukua gelen müsademede Aydın ve Mustafayı öldürdükten ve bu maktullerin ateşi ile de Cafer'in kardeşi olan Ramazan'ın öldürülmesinden sonra olayı haber alan Ramazan'ın babası Hüseyin'in ve oğlu Cafer'in olayın içinde olan ve herhangi bir haksız davranışı tesbit edilemeyen maktul Mustafa ve Aydın'ın babaları olan maktul Salih'i öldürmelerinde ve öldürmeğe teşebbüs etmelerinde kan gütme saikinin kabulüne imkan görülememiştir. Zira maktul Salih olayın içindedir. Ancak haksız bir davranışı yoktur. Ve olay devamlı olarak değişik akışlarla devam etmektedir. Olayın devamı içinde kardeşi ve oğulları olan Ramazan'ın öldürülmesinin tevlit ettiği üzüntü ile haksız bir davranışı tesbit edilemeyen ancak Ramazan'ın öldürülmesinde rolü olduğu zannı ile maktul Salih öldürülmüştür. Sakin bir geleneğin yüklediği görev anlayışı ile öldürülen Ramazan'ın öcünü şahsen almak amacı ile Salih'in öldürüldüğünü kabul olayın özelliği itibariyle mümkün olmamasına rağmen sanık Hüseyin ve Cafer haklarında kan gütme saikinin kabulü, yasaya aykırı, sanıkların ve duruşmalı inceleme sırasında müdafilerinin temyiz itirazları ile tebliğname münderecaatı bu itibarla yerinde görüldüğünden bu yönlerden verilen hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, depo paralarının geri verilmesine 11.10.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.