 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1978/8155
K: 1978/9871
T: 14.09.1978
DAVA : Taraflar arasındaki hasar tazminatı davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Tarafların vasıtalarının karıştığı bir trafik kazasında davacının vasıtasının zarara uğradığı ve olayda davalıya ait vasıta sürücüsünün % 70 oranında kusurlu olduğu taraflar arasında daha önce cereyan eden dava dosyası ile sabit olduğu gibi, bu husus mahkemece de kabul edilmektedir. Bu kazada davacının vasıtasında hasar olduğu trafik kaza raporu ile bellidir, Mahkemece iş hasar miktarının tesbiti yönünden bilirkişiye tevdi edilmiş ve alınan 29.11.1977 günlü (T.B.) imzalı raporda "hadise akabinde bir delil tesbiti yaptırılmadığı ve durumun fotoğraflarla tesbit ettirilmediği, ancak kaza raporundaki tesbitlere ve diğer davadaki delillere ve davalıya ait vasıtadaki hasara göre iyi bir yaklaşımla davacının zararının 7200 TL. olduğu ve hasar oranında indirme yapıldıkta davacının isteyebileceği miktarın 5040 TL. olduğu" belirtilmiştir. Mahkeme kararında, kanaat olarak düzenlenen raporun hükme yeterli görülmediği ve böylece davacının zararın miktarını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği gerekçe olarak açıklanmıştır. Borçlar Yasasının 42. maddesinin 2. bendinde "zararın gerçek miktarını ispat etmek mümkün olmadığı takdirde hakim, halin mutat cereyanını ve zarar gören tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin eder" hükmü bulunmaktadır. Zarar ve kusur nisbeti belli olduğuna göre hasar miktarı tesbit edilemezse dahi hakim anılan yasa hükmü gereğince hak ve adalete uygun bir tazminata hükmetmekle görevlidir. Kaldı ki olayda tesbit edilen hasarın bilirkişi aracılığı ile takribi de olsa miktarı tesbit edilmiştir. Hakim eğer bilirkişi raporunu kifayetsiz görürse yeniden inceleme yaptırabilir ve sonucuna göre bir miktar tazminata hükmetmelidir.
Ancak yasa hükmüne ve mevcut delillere rağmen zararın ispat edilemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle kararın temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA 14.9.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.