 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1978/7730
K: 1979/4089
T: 26.03.1979
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerdan dolayı 8429 lira 13 kuruşun davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün davalı tarfından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
1 - 7201 sayılı Tebligat Kanunun 28. ve Tebligat Nizammesinin 46,47,48 ve 50. maddeleri açıklandığı gibi ; (ilanen tebliğ) ancak adresi meçhul olanlara yapılır. Bir şahsın adresinin meçhul sayılabilmesi için tebligat kanunu ve nizamnamesi hükümlerine göre tebligat imkansızlığın anlaşılmayannizamnamesi hükümlerine göre tebligat imkansızlığının anlaşılması nizamnamenin 13. maddesi uyarınca yapılan soruşturmaya rağmen ikametgah meskeni veya iş yerinin bulunmaması lazımdır. Muhatabın adresinin meçhul olması halinde kefiyet tebliği memuru tarafında mahalle veya köy muhtarına tebliğ mazbatasına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir . bununla beraber tebliğ çıkaran merci lüzum görürse muhatabın adresini resim veya hususi müesese ve dairelerden veya zabıta vasıtasıyla tahkik ve tesbit ettirir. Çünkü ilan tebligata baş vurularak son çaredir.
İlanla tebliğe karar verilmesi halinde ilan muhatabın ıttılaına en emin bir surette vasıl olacağı umulan bir gazetede yapılır; ayrıca varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde intişar eden bir gazeteye de verilir ve nihayet özellikle tebliğ olunacak evrak veya ilan sureti bir ay müddetle tebliği çıkaran mercinin herkesin kolayca görebileceği bir yerine asılır 7201 sayıl kanun 29/2.
Adresi meçhul olanlara ilanen yapılacak tebligatlarda yöntem ve kural budur.
Tetkik konusu olaya gelince davalı Zeki adına çıkarılan (dava arzuhalini ve davetiyeyi Muhtevi) tebliğ evrakında adres olarak (Gültepe, istanbul) gösterildiği anlaşılmaktadır. Pek doğal olarak böyle bir adresle davalıya tebligat yapılması olanaksızdır. Davalının istifaden önce Samsunda MilliEğitim bakanlığının yetiştirme yurdunda çalıştırdığı davacı tarafından da bilindiğine ve bu yön dosyadaki belgelerle de anlaşıldığına göre mahkemenin bu daireden davalının adresini zabıta marifetiyle tahkik ve tesbit ettirmesimümkün idi. Oysa mahkemenin böyle bir yola başvurmadığı anlaşılmaktadır. Kaldıki davalının mahkumiyetine ilişkin ilamın kadıköydeki açık adresinihemen tebliğ edilmiş olması olgusu da dikkate değer görülmüştür.
gerçekleşen şu olgu davalının adresinin kolaylıkla tesbit edilebileceğinin bir belirtisi ve kanıtıdır. O halde doğuracağı hukuk sonuçlar bakımından çok önemli olan ilanen tebligatın yapılmasında ve yönteminde mahkemece titiz davranılmadığı kanısı doğmaktadır. ancak bütünü bu yönler bir tarafa bu olayda 720) sayılı yasanın 29. maddesinin 2. bendi hükmü açıkça ihlal edilmiş ve tebliğ olunacak evrakın tebliği çıkaran merciin yani mahkemenin herkesin kolaylıkla görebileceği bir yerin (divanhanesine) asılmadığı gerçekleşmiştir. Çünkü davalıya çıkarılan davetiye ve gıyaba ilişkin ilanın divanhaneye asıldığını gösteren bir tutanak dosyada mevcut değildir. Muhatabın adresinin en küçük bir tahkikatla tesbiti mümkün olmasına ve duruma göre mahkeme 28. maddenin 2. fıkra gereğince bunu yapmakla ödevli bulunmasına rağmen bu araştırma yapılmıştır.
O halde bu davada tarafların yasa hükümlerin uygun bir şekilde teşkil edildiğinden söz etmek olanaksızdır. ve bu davranış sonucu ve davalının hukukunu etkiyen bir usul hatası olarak bozmayı gerektirmiştir.
2 - Bozma nedenine göre davalının sair temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1. bentte gösterilen nedenlerle davalı yararın BOZULMASINA, ikinci bentte gösterilenler nedenle bozma nedenine göre diğer temyiz itirazların şimdiden inclenmesin yer olmadığına ve peşin harcın istek halinde geri verilmesi 26.3.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.