 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1978/5699
K: 1978/6860
T: 23.05.1978
DAVA : Taraflar arasındaki zarar ziyandan doğan tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 454.440 liranın faizi ile birlikte davalıdan alınara davacıya ödenmesine ilişkin hüküm süresi içinde davalı şirket avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay iç Yönetmeliğinin 16. ve Dairenin 5.1.1978 sayılı ilke kararının... maddeleri gereğince öncelikle dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - BK.nun 41. maddesinde değimini bulan zarar, mal varlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi ile içine düştüğü durum ile, bir eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasında farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin telafi edilmesi ve mal varlığının eski durumun iadesinin sağlanmasıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 8.12.1965 gün, 4/291 esas ve 448 kakar sayılı ilamında da belirtildiği ibi, meyveli ağaçların kesilmesinden ya da bunların hayatiyetine son verilmesinden meydana gelen zararın ne şekilde hesabedileceği konusunda B. Kanununda bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak hali mutad yürüyüşü içerisinde oluşan hukuk kurallarının olaya uygulanması suretiyle adelete uygun bir sonuca ulaşmak gerekir. Ağaçların yaşamına son verilmesinden meydana gelen zararın, ağaçların kaim değerinin tesbiti suretiyle takdiri gerektiği kökleşen Yargıtay İçtihadları ile belli olmuştur. Bir ağacın kaim rayiç değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem, ağaçların bulunduğu yerin meyve veren ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tesbiti suretiyle, gerçeğe en yakın zararın belirtilmesi şeklidir. Gerçek mahkemece yaptırılan bilirkişi incelenmesi sonunda düzenlenen rapordan, ölen ağaçların kaim bedelleri hesaplanmak suretiyle zararın tesbit ettirildiği anlaşılmakta ise de rapor incelendikte; meyveli ağaçların kaim değerlerinin hangi esaslar nazara alınarak belirlendiği ve gerçek sürüm değerinin o çevrede gerçekten belirtilen miktarda olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bundan daha önemli olarak uzun ömürlü oldğu anlaşılan ceviz gibi ağaçlar hariç, diğer meyveli ağaçların sürüm değerleri hesaplanırken, bu ağaçların muhtemel yaşam sürelerinin de gözönünde bulundurulup bulundurulmadığı yolunda raporda herhangi bir açıklama mevcut değildir. Kaldı ki, teknik kişilerden oluşturulan bilirkişi kurulunun yerel sürüm değerlerini bilebilecek durumda olan kişiler olduğu da anlaşılamamaktadır.
O halde, mahkemece hem teknik hem de mahallin sürüm değerlerine vakıf kişilerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulu ile yukarıda belirtilen esaslar gözetilerek ve yerel sürüm değerleri de nazara alınarak yeniden zarar tesbiti yaptırılması gerekir. Mahkemenin Yargıtay'ca kontrolu imkansız bulunan ve dayanakları ve gerekçeleri gösterilmeyen, mücerret kanaatı ihtiva eden bilirkişi raporuna dayanılarak karar vermiş olması bozmayı gerektirir.
2 - Yukarıda birinci bentte belirtildiği gibi, tazminatın amacı mal varlığındaki eksilmenin talefi edilmesi, ve mal varlığının eski durumunun sağlanması olduğuna göre, zarar verici olayın zarara uğrayana bağladığı yararlarında zarar tutarından indirilmesi sureti ile zararın netleştirilmesi genel tazminat hükümlerinin bir gereği ve sonucudur. Zira aksi halde mağdurun sağladığı yararlar göz önüne alınmak ve zarar miktarından indirilmek suretiyle gerçek ve net zarar saptanmalıdır. O halde, yaşamını kaybeden ağaçların odun olarak maddi değeri hesaplatılmalı ve bu değer zarardan indirilmek suretiyle gerçek zarar bulunmalıdır. Çünkü hakim, gerçek zararı re'sen araştırılıp tesbit etmekle yükümlüdür (BK. 42; HUMK. 76).
3 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenler ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre davalının yukarıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerektir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın bir ve ikinci bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, sari temyiz itirazlarının üçüncü bentte gösterilen nedenle reddine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 23.5.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.