Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1978/5666
K: 1979/2516
T: 26.02.1979
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 263248 lira 44 kuruşun faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün davalı idare avukatı tarafndan duruşmalı ve davacı avukatınca da duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1- Davacı tarafından gerek Hazine ve gerekse Hasan aleyhine Ankara 2. Asliye Hukuk mahkemesi'nde açılmış olan 1970/228 esas sayılı dava sonunda verilen red kararının dairemizce bozulmasına ilişkin olan 4.7.1972 gün ve 248/6521 sayılı ilamda gayet açık bir şekilde, "davacı Hikmet'in zararın doğmasına kötü niyetli davranışlarının neden olduğu" belirtilmiştir. Nitekim aynı yön ipoteğin iptaline ilişkin bulunan Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargıtay'dan da geçmek suretiyle kesinleşen 10.2.1969 gün, 928/64 sayılı ilamı saptanmıştır. Gerek anılan ilamlar münderecatından ve gerekse bu ilamlarla ilgilisözü geçen dosyalar muhteviyatından, "davacının kendisinden beklenen ihtimamı göstermemek suretiyle beliren davranışlarının kötü niyetliği olduğu" anlaşılmaktadır. Şu halde davacının kesin ilamlarla tesbit edilen kötü niyetli davranışının doğan zarara ne derecede etkili olacağı hususu bu son davada büyük önem kazanmaktadır.
Bilindiği gibi, zararın meydana gelmesinde haksız eylemi işleyenin kusuru ya da (olayımızda olduğu gibi) kusursuz sorumluluk hallerinde sorumluluğu gerektiren olay yanında, kısmen zarara uğrayanın kendi kusuru da amil olmuş ise, tazminattanbir oranda indirim yapılması gerekir; eğer zarara uğrayanın kendi kusuru zararı yalnız başına doğurmuş ve illiyet rabıtasını kesmiş bulunuyorsa hiçbir tazminata hükmolunamaz. Genellikle birlikte kusur olarak nitelenen bu kusur, aklı başında (makul) bir kimsenin kendi çıkarı için sakınacağı veya sakınması gerekli olan düşüncesiz bir hareket olarak tanımlanmaktadır. Zarar uğramamak için gerekli özeni göstermeyen veya zararın meydana gelmesini isteyen kimse, bu hareket tarzının sonuçlarına katlanmalı ve bu davranışının zararın meydana gelmesinde oynadığı role, etkisine ve derecesine göre zararı kısmen veya tamamen üzerine almalıdır. Çünkü, kendi kusuruyle sebebiyet verdiği, ya da artmasına neden olduğu zararın ödettirilmesini istemek MK.nun 2. maddesinde sözü edilen dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır. Bu itibarladır ki, zarara uğrayanın kendi ihtiyarı ile varlığını bildiği veya bilmesi lazım gelen bir tehlike yarattığı veya tehlikeli bir eyleme sebep olduğu takdirde genellikle onun birlikte kusurunun varlığı kabul edilmektedir. Ancak, bir kimsenin zararın doğmasına veya artmasına engel olmak için ne suretle hareket etmesi gerektiği hususu her olayda ayrı ayrı araştırılmalı, her olayın niteliği ve özelliği göz önünde bulundurulmalıdır. Bunlar az yukarıda da değinildiği gibi her halde makul bir kişinin kendi çıkarını korumak için alacağı tedbirler dışına çıkamaz. Bu bakımdan zarar görenin kusuru değerlendirilirken objektif bir ölçüye baş vurulacaktır; bu ölçü, benzer durum ve şartlar altında zarar görenin mensup olduğu çevredeki makul, normal bir insanın zararlı sonucun doğmasını önlemek için sarfedeceği çaba, göstereceği dikkattir.
Yukarıda kısaca belirtilen açıklamalar karşısında, tazminat davasının dayanağını teşkil eden maddi olgluar ve az yukarıda anılan ilamlar incelendikte varılan sonuç, "ipotek işleminin tesisi sırasında davacının dahi kendisindenbeklenen ihtimamı göstermediği ve kötü niyetli hareket ettiği" hususudur. Bu yön, yani davacının bu davranışı gerçekleştiğine göre, bu davranışın birlikte bir kusur teşkil edep etmediği, zarara ya da zararın artmasına neden olup olmadığı bu davada tartışılmak gerekirdi. Oysa temyize konu ilamda bu yönün tartımasız bırakıldığı görülmektedir. Bütün bu yazılı nedenlerle mahkemenin birlikte kusur sorunu üzerinde durup, mevcut maddi olguları, kanıtları ve kesinleşen yargı ilamlarını inceleyip sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, tazminatın kapsamına etkisi kuşkusuz olan birlikte kusur üzerinde durmaksızın olumlu ve olumsuz tüm zararların ödetilmesine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
2- Davacı, Hasan adlı kişi aleyhine icra koğuşturmasına başvurduğu sırada (onun aleyhine açtığı davadaki mahkeme giderleri olarak) 122 lira talep etmiştir. Mahkemenin bu davada yaptırdığı bilirkişi incelemesine dayanarak eski davanın mahkeme giderlerini 7173.90 lira olarak kabul etmesinin ve bu miktarın da ödetilmesine karar vermesinin nedenleri anlaşılmamaktadır. çünkü bu konu son ilamda tartışmasız bırakılmıştır. Kaldı ki, zarara uğrayan bir kişinin bir zarar kaleminin miktarı konusunda müteselsil borçlulardan biri aleyhine yöneltttiği irade açıklaması, aynı zarardan müteselsilen sorumlu olan kişilere karşı da aynı hukuki sonucu doğurur, ve bu irade beyanı, zarar fazla olsa dahi fazla hakkından açıkça feragat ettiğinin kabulünü gerektirir. Mahkemenin bu konu üzerinde de durmaksızın fazla mahkeme giderlerine hükmetmiş olması dahi yasaya aykırıdır.
3- İpoteğin fekki davasında, davacı ile birlikte Hasan adlı kişi de, avkatlık parası ve mahkeme giderleri ile sorumlu tutulmuştur. kural olarak, davada haksız çıkan tarafta birden fazla davalı varsa mahkeme, yargılama harç ve masraflarını ve bu meyanda avukatlık ücretini davadaki ilgilerine gre bu dava arkadaşları arasında taksim eder. Mahkeme davayı kaybeden dava arkadaşlarının yargılama harç ve masraflarından müteselsilen sorumlu olduklarına (BK. 141 vd.) da karar verebilir, (HUMK. 419). Eğer mahkeme haksız çıkan dava arkadaşlarının yargılama harç ve masraflardan müteselsilen sorumlu olduklarına karar vermemiş ise, her dava arkadaşı yargılama giderinin kendi payına düşen kısmından sorumludur. (Baki kuru - Hukuk Muhakemeleri Usulü - 1974 - sayfa 863). İpoteğin fekkine ilişkin 10.2.1969 gün, 928/64 sayılı ilam incelendikte, mahkeme giderlerinin ödetilmesi konusunda müteselsilen tahsile karar verilmediği açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemenin buna rağmen davalı hazineyi, ipoteğin fekki davasının tüm mahkeme giderleri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutması da bozmayı gerektirir.
4- Bozma ilamının birinci maddesinde gösterilen nedenlere göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın bir, iki ve üçüncü bentlerde gösterilen nedenlerle davalı hazine yararına (BOZULMASINA), davacının temyiz itirazlarının dördüncü bende gösterilen nedenle şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalı hazine yararına takdir edilen 1400 lira duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 26.2.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini