 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1978/5479
K: 1979/2512
T: 26.02.1979
DAVA : Taraflar arasındaki istirdat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı yönünden reddine ilişkin hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, davalı ile aralarında önceden Antakya 1. Asliye Hukuk mahkemesi'nde cereyan eden 966/964 esas sayılı dava sırasında her nasılsa ödeme iddialarının gözönüne alınmadığını ve anılan davanın aleyhine sonuçlandığını ve verilen kararın Yargıtay'dan geçmek suretiyle kesinleştiğini; davalının bu kesinleşen ilamı icraya koyduğunu ve 2. kez ilamlı takip yoluyla borcun tahsil edildiğini ileri sürerek, bu yol ile (ilamlı takip yoluyle) tahsil edilen paranın İİK.nun 72. maddesi hükmün'ce istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davanın şu ileri sürülüş şekli itibariyle davacının, kesinleşmiş olan ilk davadan önce yedinde bulunduğu ihtilafsız olan belgelere dayanarak kesinleşen ilam ile icraen tahsil edilen paranın geri alınmasını talep ettiği görülmektedir. Oysa dairemizin 15.1.1974 gün ve 12745/46 sayılı ve yine aynı doğrultuda bulunan 29.3.1973 gün 9514/3736 ilamlarında da açıklandığı üzere; bir uyuşmazlık dava edilip mahkeme önünde görüldükten ve sonuçda verilen karar kesin hüküm durumuna girdikten sonra o davanın taraflarının, o davada incelenen olayların yanlış tespit edilip, yanlış sonuca varıldığını ileri sürebilmeleri, ancak usulün 445 ve sonraki maddelerinde gösterilen koşullar gerçekleştiği takdirde yargılamanın iadesi yoluyla sonuca varıldığını ileri sürebilmeleri, ancak usulün 445 ve sonraki maddelerinde gösterilen koşullar gerçekleştiği takdirde yargılamanın iadesi yoluyla mümkündür. Yoksa İİK.nun 72. maddesine dayanarak kesin hüküm konusunun gerçeğe aykırılığının saptanması, yada aynı nitelikte bir tespitten sonra ilama dayanılarak ödenen paranın geri alınması istenemez. Çünkü ilamda sonra gerçekleşen olaylara ve hukuki nedenlere dayanılarak ileri sürülebilir. O halde davanın bu nedenle reddi gerekirken, bir yıllık hak düşürücü süreden bahisle ve bu sürenin (son ödeme tarihinden bir yıl) geçmediği de gözetilmeksizin davanın süreden reddedilmiş olması, bozmayı gerektirir. Ancak dava reddedilmiş olduğundan yukarıda anılan gerekçe ile hükmün onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın Usulüne 438. maddesinin son fıkrası gereğince gerekçesi değiştirilmek suretiyle düzeltilerek ONANMASINA, 26.2.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.