 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1978/3355
K: 1979/72
T: 09.01.1979
- DÜŞÜN VE SANAT YAPITLARI ÜZERİNDEKİ HAKLAR (HAKLARIN KAPSAMI - İZİNSİZ YAYINLAMA MADDİ VE MANEVİ ÖDENCE - YARATMA [TELİF] HAKKI)
ÖZET: 1 - 5846 sayılı FSEK.nun 24. maddesi hükmünce, bir yapıttan yararlanma hakkı yalnız eser sahibine aittir.
2 - Düşün ya da sanat yapıtlarını, onları yaratan kişilerin izinlerini almadan radyo ile yayma konusunda radyo idarecilerine tanınmış olan yasal yetki, hiç bir zaman, yapıtların yaratım [telif] hakkı ödenmeden yayınlanması hakkını vermez.
3 - FSEK.nda öngörülen tarifenin henüz düzenlenip, yayınlanmamış olması, yapıt sahibinin parasal haklardan yararlanmasını engellemez.
(5846 s. FSEK m. 24, 25, 30-37, 39-41, 43)
(818 s. BK m. 42)
Taraflar arasındaki tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 3000 liranın davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesine ve davacı avukatı tarafından da duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
1- 5846 sayılı Fikir Ve Sanat Eserleri Kanununun 24. maddesi hükmüne göre; bir eserden onun asıl veya işlenmelerini doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlere umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Aynı Yasanın 25. maddesinde radyo ile yayım hakkını düzenlemiştir. 25. maddenin açık hükmü karşısında, her türden fikir ve sanat eserleri, kanunda öngörülen istisnalar hariç (madde 30-37, 39-41 de öngörülen durumlar gibi) ancak eser sahibinin müsadesiyle radyo ve televizyonda yayımlanabilir. Kanun, muhtelif maddelerinde eser sahibinin genel olarak yayım hakkına getirmiş olduğu istisnalardan ayrı olarak, birde özel şekilde eser sahibinin radyo ile yayım hakkına istisna getirmiştir. Kanunda, Bakanlar Kurulun'ca çıkarılacak bir kararname ile radyo idarelerine, yayımlanmış bulunan fikir ve sanat eserlerini, sahiplerinin müsaadesi olmaksızın yayımlanma yetkisinin verilebileceği öngörülmüştür (m. 43/t cümle bir).
Ancak fikir ve sanat eserlerini sahiplerinin müsaadelerini almadan radyo ile yayma hususunda kanun tarafından radyo idarecilerine tanınmış olan bu yetki, hiçbir zaman eserlerin telif ücreti ödenmeden yayımlanması anlamını taşımamaktadır. Nitekim kan un, radyo idarecilerince yapılacak yayımlarda eser sahiplerine ödenecek ücretlerin, Adalet ve Milli Eğitim Bakanlıkları tarafından müştereken tesbit edildikten sonra Bakanlar Kurulu tasdik edilecek bir tarifeye göre ödeneceği öngörülmektedir (43/111).
Böyle bir tarifenin henüz düzenlenmiş olmaması davacının mali haklardan yararlanmasını engelleyemez. Esasen anılan Kanunun 43. maddesinin son fıkrasında kurulması öngörülen mesleki birliklerin henüz kurulmamış olması olgusu da davacının ücret isteme hakkı bulunduğunun en belirgin kanıtıdır. Bu yön doktrinde de benimsenmiştir (İlhan Öztrak - Fikir Ve Sanat Eserleri Üzerindeki Haklar - Ankara 1971 Sayfa 68).
Nitekim, bilirkişi de davacının bir ücret istemeye hakkı bulunduğunu ve davada talep edilen ücretin de kadri maruf olduğunu belirtmiştir. Bu bakımdan mahkemenin bir taraftan davacının mali haklarının davalının kusurlu davranışı ile halele uğratıldığını kabul edip, öte yandan anılan yasa hükümlerine, bilirkişi beyanına ve BK.nun 42. maddesinin mahkemeye tanıdığı geniş takdir hakkına rağmen hükmedilecek ücretin nitelik ve kapsamının davacı tarafından belirlenip isbat edilemediğinden söz edilerek maddi tazminat hakkındaki isteği reddetmiş olması bozmayı gerektirir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre davacının sair ve davalının bütün temyiz itirazlarının reddi- gerektir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın birinci bentte gösterilen nedenle davacı yararına (BOZULMASINA) ve davacının sair ve davalının bütün temyiz itirazlarının ikinci bentte gösterilen nedenle reddine ve davacı yararına takdir edilen 1400 lira duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 9.1.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.