 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:1978/11075
K:1978/6029
T:04.02.1979
- ARAÇ SAHİBİNİN [İŞLETİCİNİN] SORUMLULUĞU
- SORUMLULUKTAN KURTULMA
- UYGUN İLLİYET KURAMI (TANIMI - UYGUN SEBEB KAVRAMI - TİPİK VE ATİPİK SONUÇLAR)
ÖZET : 1- İster nezaket ve hatır için aracının başkasına kullandıran, ya da gerekli önlemleri almamış olması yüzünden aracın çalınmasına veya izinsiz kullanılmasına sebebiyet veren araç sahibi, bu yüzden doğan zararları ödemekle yükümlüdür.
2 - Bir kimsenin traktörünü izinsiz alan kişi, bu traktöre başka bir kişiye ait römork bağlamak suretiyle eşya taşırken, lastiği patlayan römorku trafik kurallarına aykırı olarak önlem olmaksızın yolun kenarına park etmesi yüzünden zarara uğrayan üçüncü kişiye karşı traktör sahibi sorumlu tutulamaz.
3 - Çünkü zarar, davalı traktör sahibinin hareketinin ve kendisine yüklenen özen ödevinin objektif ihtimal dışı olağan üstü durumların birleşmesi sonucu tesadüfi bir şekilde meydana gelmiştir.
(818 s. BK m. 41 vd.)
(6085 s. Trafik K m. 50)
Taraflar arasındaki tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 15200 liranın faiziyle birlikte davalılardan Alim ve Mücahit'ten alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalılardan Alim ve Mücahit tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine, bilirkişi marifetiyle tespit edilen kusur oranına ve zarara göre davalı Mücahit'in temyiz itirazları yersizdir.
2 - Tarafların iddia ve savunmalarına ve mevcut kanıtlara göre
Olay günü davalılardan Mücahit, diğer davalı Alime ait traktörü evinin önünden almış ve bilahare de kiremit taşımak üzere üçüncü davalı Ahmet'in Sstik tekerlekli römorkunu traktörün arkasına bağlanmış ve römorka kiremit yükleyerek trafiğe çıkmış ve ortaklar Germencik arasında seyretmeğe başlamıştır. davalı Mücahit'in sevk ve idaresindeki traktöre takılı römorkun yolda lastiği patlamış, bunun üzerine davalı Mücahit römorku asfalt yolun kenarına terk ederek patlayan lastiği tamir ettirmek üzere traktörle olay yerinden uzaklaşmış ve Germencike gitmiştir. Ancak davalı Mücahit römorku yol kenarına terk ederken arkasına tehlikeyi belirtir reflektör koymamış ve sair tedbirleri almamıştır. Olay gecesi saat 22.15 sularında davacı sevk ve idaresindeki Murat marka taksisi ile seyrederken ışıksız ve işaretsiz olarak yolun kenarına terk edilmiş bulunan römorku görmemiş ve çarpmıştır. işte davacı, bu davasında hem traktörün maliki Alim'den, hem davalı römork sahibi Ahmet'ten ve hemde traktör ve römorku sevk ve idare eden şoför davalı Mücahit'ten zararının ödetilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, römork sahibi davalı Ahmet hakkındaki davayı reddetmiş ve fakat traktör sahibi olan davalı Alim ile sürücü ve römorku işaretsiz yol kenarına terk edip giden davalı Mücahid'i birlikte tazminatla sorumlu tutmuştur.
Davalılardan traktör sahibi Alim, olayın meydana geliş şekli itibariyle sorumlu tutulmasına imkan bulunmadığını, traktörün evinin önünde bulunduğu sırada düz kontak yapılmak suretiyle diğer davalı Mücahit tarafından izinsiz alındığını, hal böyle olunca doğan zararla, meydana gelen eylem arasında uygun sebeb sonuç bağı mevcut olmadığını savunmuştur. O halde, bu savunma üzerinde durulmasında zorunluk vardır.
Gerek bilimsel ve gerekse yargısal içtihadlarda benimsenen baskın görüşe nazaran; bir araç sahibinin ayrık haller dışında aracını nezaket ya da hatır için bir dostuna ücretsiz kullandırması ve bunun sonucu bir zarar doğması halinde, kendisi de aracı kullanan ile birlikte sorumludur. Herne kadar, Trafik yasasında, çalınan ya da izinsiz kullanılan motorlu taşıt araçlarının verdiği zararlardan ötürü araç sahibinin sorumluluğu düzenlenmiş değil ise de, eğer araç sahibi, aracının çalınmasına ya da izinsiz kullanılmasına engel olacak önlemleri almamış yani aracın gözetimi yönünden gerekli özen borcunu yerine getirmemiş, ya da getirdiğini isbatlıyamamışsa o takdirde kendisi de zararı meydana getiren kişi ile birlikte sorumlu tutulacaktır.
Olayımızda davalı traktör sahibi Alim, traktörünün izinsiz alınıp kullanılmasına engel olacak bütün tedbirleri aldığını bu davada isbatlıyamamıştır. Bu durumda eğer zararlı sonuç, traktörün doğrudan doğruya karıştığı bir trafik olayından doğmuş olsaydı, pek doğal olarak traktörün sahibi olan davalı Alim de zararı tazmin yükümlülüğü altına girecektine varki zararlı sonuç doğuran trafik olayı, izinsiz kullanılan traktörden doğmamıştır. Bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı veçhile zarar, davalı Alime ait olmıyan römorkun trafik kurallarına aykırı şekilde yol kenarına diğer davalı Mücahit tarafından (gerekli ışıktı önlem alınmadan) terk edilmesi olgusundan doğmuştur. Bu itibarla, terk edilen römorkun davalı Alime ait traktörle olay yerine kadar çekilmiş olması olgusu, başlıbaşına Alim'in tazminatla sorumlu tutulmasını gerektirmez. Çünkü, traktör sahibi Alim'in, izinsiz kullanılmak üzere alınan traktöre diğer davalı Mücahit tarafından römork bağlanmasını önleyecek önlem alması olanağı bulunmadığı gibi; trafik olayı, römorkun traktörlerle çekilmesi sırasında da meydana gelmiş değildir. Bu itibarla, traktörün römorkten ayrıldığı anda artık traktör sahibinin, römorkun kötü park edilmesinden doğan zarardan sorumlu tutulması düşünülemez. Esasen davalılardan Mücahit davalı Alim'in ne kullandığı adamı ve ne de muavin şahsı değildir. 0 halde, davalı Alim'in, traktörünün izinsiz olarak kullanılmasını önleyecek yeterli önlem almamak suretiyle gerçekleşen eylem ve davranışı ile zararın doğmasına neden olan trafik olayı ve bu olaydan doğan zarar arasında illiyed bağı yoktur. Çünkü, özel hukuka egemen olan (uygun illiyed nazariyesi) diye isimlendirilip incelenen bu nazariyeye göre, haksız eylemi işleyen, hareketinin bütün sonuçları ile sorumlu tutulmamaktadır. Bu nazariye aksine sorumluluğun çevresini daraltmaktadır.
Genel tecrübelerin verilerine, genel düşünceye ve objektif olasılığa göre, eylemle sonuç arasında uygun neden-sonuç bağı olmalı, hareketle sonuç arasında bir uygunluk bulunmalıdır. Eğer bir olay, yaşamdaki genel görgülere ve olayların doğal akışına göre, diğer bir olayı meydana getirmeye elverişli olur, diğer bir ifade ile bir olayın ortaya çıkması görünüşte söz konusu öteki olayın meydana gelmiş olması ile kolaylaşmış bulunur ise, ilk olay uygun sebeb-sonuç ölçüsüne göre, ikincisinin sebebi sayılır.
Bu nazariyeye göre, uygun sebeb; gerçekleşen türden bir sonucu, yalnız kendine özgü, ihtimal dışı, hayat tecrübelerine göre gözden uzak tutulabilecek şartlar altında değil, fakat genel olarak meydana getirmeye elverişli olan olaydır. O halde, hayat tecrübelerine göre, zararın gerçekleşme olasılığı, makul ölçüler içinde nazara alınmayacak derecede uzak olmamalı; veya başka bir deyimle, zararın gerçekleşmesi her türlü ihtimal dışında bulunmalıdır. Bu bakımdan sorumluluğu doğuran olay ve davranış, niteliği itibariyle gerçekleşen türden bir zararı genellikle meydana getirmeye elverişli değilse, uygun illiyet bağı ve dolayısiyle sorumluluk söz konusu olamaz.
Temyize konu olayda, yukarıda belirtildiği gibi zarar, davalı Alim'in hareketinin ve kendisine yüklenen özen görevinin objektif ihtimal dahilindeki tipik bir sonucundan değil, bilakis ihtimal dışı olağanüstü durumların birleşmesi sonucu tesadüfi bir şekilde meydana gelmiştir ki, böyle bir zarardan dolayı traktör sahibini sorumlu tutmak mümkün değildir.
Bütün bu yazılı nedenlerle davalılardan Alim hakkındaki davanın reddine karar verilmek gerekirken, onunda tazminatla sorumlu tutulmuş olması bozmayı gerektirir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenlerle davalılardan Alim yararına (BOZULMASINA) ve diğer davalı Mücahit'in temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin harcın istek halinde geri verilmesine 4.5.1979 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Karayolları Trafik Kanununun 2. ve yine Trafik Tüzüğünün 2. maddeleri hükümlerine göre esas itibariyle tarım işinde kullanılmakla beraber gerekli şartları sağlamak kaydı ile karayollarında insan, hayvan ve eşya nakliyatı da yapabilen ve lastik tekerlekli olan traktörlere bu yasa ve tüzükte sözü edilen lastik tekerlekli traktörlerdir. Böylece lastik tekerlekli traktörler nitelikce hareket edebilen, motor kuvvetiyle tahrik edilen ve bir hatta bağlı olmayan bir taşıt olmakla sözü edilen yasanın kapsamına girmektedirler. Römork ise muharrik bir kuvveti bulunmayan ve başka bir araç tarafından çekilen araç olmakla tek başına sözü edilen kanunun kapsamına giren bir motorlu taşıt değildir.
Davaya konu olan olayda traktör tarafından çekilen römork, tekerleğinin birinin patlaması üzerine traktör tarafından yolun orta çizgisinden itibaren yarısını işgal edecek şekilde kaplama üzerinde bırakılmıştır. Traktörün patlayan römork lastiğini onarmak için, oradan uzaklaştığı bir sırada aynı yönden gelen diğer bir araç bu römorka çarpmıştır.
Trafik Kanununun 50. maddesi hükmüne göre lastik tekerlekli traktörlerin kullanılmasından doğacak zararlardan onun sahibi hukuken sorumludur. Bu kişinin traktörü kullanılmak üzere başkasına vermiş olması onu sorumluluktan kurtarmaz. Bu nedenle gerçekleşen trafik kazasında traktör sahibinin sorumlu tutulması yasa gereğidir. Çarpma olayı ile traktörün kullanılması arasında illiyet bağı vardır. Çünkü çarpma olayının nedeni römorkun traktörce yolun ortasına bırakılmış olmasıdır. Aksi halde römorkun başında traktör varsa sorumlulukda vardır. Traktör, römorku bırakıp gitmişse sorumluluk yoktur gibi bir sonuca varılır ki, Karayolları Trafik Kanunu hükümleri buna engeldir. Bu nedenle çoğunluğun traktör malikinin sorumlu olamaya- cağına dair görüşüne katılmıyorum.
Üye (Ş. S.)