 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Ceza Dairesi
E: 1978/2827
K: 1978/2664
T: 09.05.1978
- TOPLU BASIN MAHKEMESİ
- ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
ÖZET: 1 - Toplu Basın Mahkemesinin Hakim kadrosu bakımından kurulması olanağı bulunup bulunmadığı yetkili yerden sorulup araştırılmadan davanın Asliye Ceza Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması yasaya aykırıdır.
2 - Naiplik yoluyla bilirkişi incelemesi yaptıran Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesinin Basın Yasasına uygun olarak kurulmuş olup olmadığının anlaşılabilmesi için o yerdeki ceza hakimlerinin derece ve kıdemlerini gösterir bir listenin dosyaya konulması gerekir.
(5680 s. Basın K m. 36)
Neşren hakaretten sanık Vahit'in yapılan duruşması sonunda; TCK.nun 482/4,59; 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince 916 lira 60 kuruş ağır para cezalarıyla mahkumiyetine dair(Çaycuma Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 23.2.1978 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde istida ve şartı depo parası verilmek suretiyle ifa edilerek dava evrakı bozma isteyen 28.4. 1978 günlü tebliğname ile daireye gönderilmekle okundu, gereği konuşulup düşünüldü
Çaycuma'da Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesi'nin teşekkülünün mümkün olup olmadığı araştırılmadan 5680 sayılı Kanunun 36. maddesine aykırı olarak davaya Asliye Ceza Mahkemesinde bakılarak yazılı şekilde hüküm tesisi ve ayrıca biriniyabe bilirkişi tetkikatı yaptıran İstanbul Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesi'nin sözü geçen kanuna uygun bir şekilde kurulmuş olup olmadığının anlaşılabilmesi için o yerdeki ceza hakimlerinin derece ve kıdemlerini gösterir merciinden alınmış bir listenin dosyaya konulmamış bulunması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundansesesinin yapısı ile bağdaşamaz.
Böylece ceza uygulamasında sıhri hısımlık, eş ile diğerinin kan hısmı arasında evlenme akti ile karşılıklı olarak doğan bir bağdır şeklinde kabul edilmelidir.
Bu nedenle mahkemenin mağdurun kaynanası ve kayınbabası olduğu belgelerle anlaşılan sanıklar hakkında takibat icrasına mahal olmadığına ilişkin kabulü usule ve yasaya uygun bulunmuştur.
Bu itibarla C. Savcısının temyiz itirazlarının reddiyle direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise; TCK.nun 524. maddesinin ilk fıkrasının 2. bendindeki sıhri hısımlığı MK.nun 18. maddesi ile birlikte yorumlamak ve hal böyle olunca da sıhri hısmı eşlere göre ira para cezalarıyla mahkumiyetine dair (Sivrihisar Asliye Ceza Mahkemesin)den verilen 4.4.1978 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından süresinde istida ve şartı depo parası verilmek suretiyle ifa edilerek dava evrakı onama isteyen 16.5.1978 günlü tebliğname ile daireye gönderilmekle okundu gereği konuşulup düşünüldü
Sanığın hazineye olan borcundan dolayı haczedilerek 5.1.1976 tarihinde kendisine teslim olunan mahcuz malı tebligata rağmen getirip teslim etmemesi nedeniyle asliye ceza mahkemesinin 4.4.1978 gün ve 54/48 sayılı kararı ile mahkumiyeti cihetine gidildiği halde aynı borçtan dolayı tesbit olunan ikinci satış gününde aynı mahcuz malın getirilip teslim olunmamasının ayrı bir suç teşkil etmiyeceği gözetilmeden yazılı düşünce ile sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan tebliğnamedeki onama isteyen düşüncenin reddile hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA) ve depo parasının geri verilmesine 2.6.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.