 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1978/3767
K: 1978/3878
T: 15.5.1978
743/m.296
DAVA VE KARAR : Güler ile Tuncay arasındaki babalık davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Nesebin reddi davası çocuk ile anası aleyhinde açılır. Baba olduğu ileri sürülen kimsenin hasım olması zorunluğu yoktur. Bu kişinin nesebin reddine ilişkin davada, hasım gösterilmemiş olması red hükmünün kesinliğini etkilemez. Kaldıki olayda, Tuncay nesebin reddi davasına müdahil olarak katılmış, taraf sıfatını da almıştır. Öyle ise davanın bu sebeple reddi yanlıştır. Öte yandan babalık davasında hak düşürücü süre, nesebin reddine dair kararın kesinleştiği günden başlar. Nesebin reddi hakkındaki karar 8.7.1974 de kesinleşmiş, babalık davası ise 7.5.1975 de yani bir yıllık süre geçmeden açılmıştır. O halde ana yönünden hak düşürücü süre geçmediği halde, aksine düşüncelerle davanın red olunması yanlıştır. 2.5.1960 günlü ve 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince çocuk yönünden hak düşürücü süre, kayyım tayin edildği günden işlemeye başlar. Kayyım babalık davası devam ederken tayin olunmuştur. Bu bakımdan çocuk açısından da hak düşürücü süre geçmemiştir. Bu yönün düşünülmemesi de doğru değildir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken olaya uymayan düşüncelerle davanın reddedilmesi Usul ve Kanun'a aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.