 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1978/9567
K: 1978/8663
T: 07.09.1978
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Bornova Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 27.2.1978 gün ve 563/17 sayılı hükmün onanmasına mutazammım daireden sadır olan 22.6.1978 gün ve 7239/7122 sayılı kararın süresi içinde tashihen tetkiki davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla bittetkik gereği düşünüldü:
KARAR : Davalının dava konusu taşınmazı satın aldığı, sırada, tapu sicilindeki 4753 sayılı Yasaya göre "kısıtlı" olduğu hakkında şerh vardır. Mahkemenin kabulüne göre bu şerh iktisaptan önce kalemle çizildiği için iktisap anında şerhin varlığından söz etmek ve davalıyı kötü niyetli saymak mümkün değildir.
Temlik işlemini yapan tapu sicil muhafızının görevini kötüye kullanmak alışkanlığı içinde bulunduğu, tapu sicili bakkal defterine çevirdiği, bu yüzden koğuşturmaya maruz kaldığı, sonunda hesap verilmesi mümkün olmayan işlerin kefaretini intihar etmek suretiyle ödediği bellidir.
Tapu sicilinin başında sorumsuzluktan uzak bir sorumlu ve karşısında dava konusu taşınmazı satın almayı aklına koyan hırslı ve iştahlı bir kişi mevcut olunca şerhin ne zaman ve ne suretle çizildiği kolayca ve sağlıklı olarak saptanabilir. Şerh çizilmeden taşınmazın iktisabı mümkün değildir. Davalının müşteri ile tapu sicil muhafızının anlaşmaları sonunda çizilmiştir. Bu durumun tersini düşünüp kabul etmek için insanın olduğundan çok saf olması, bu memleket gerçeklerini ve insalarını bilmemesi gerekir. Dosyaya bu açıdan bakılınca davalının iyiniyetli sayılmasına imkan yoktur. İktisap sırasında mevcut olan şerh, iktisapta rahatlık ve kolaylık sağlamak düşüncesiyle çizilmiştir. Dosyanın havası başka türlü bir kabule elverişli değildir. Gerçekçi olan ve gerçeğe uygun olan bu düşünce bir yana bırakılsa bile sonuç değişmez. Şöyleki: Sicilde çizilmiş bir şerh vardır. bu durum kuşku uyandırıcıdır. Böyle bir halde davalının bu konu üstüne daha çok eğilmesi, daha sağlam ve geniş bir soruşturma yaparak işin gerçeğini öğrenmesi gerekirdi. Davalı cihetle iyi niyetli sayılamaz. iktisap geçersizdir. Hal böyle olunca davanın kabulü gerekli iken reddedilmesi yolsuzdur. Davacının düzeltme isteğinin kabulüne ve dairenin onama ilamını ortadan kaldırılmasına ve hükümün yukarıda yazılı nedenlerle HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 7.9.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.