 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1978/7503
K: 1978/9661
T: 28.09.1978
DAVA : Taraflar arasındaki davada, davacı tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalılar paydaş olduklarını savunmuşlardır. Mahkemece davacı payına elatma olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Bu hüküm süresi içinde ve duruşmalı olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle duruşma isteği kıymet yönünden reddedilerek dosya incelenip, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı tapusu 1288 (tarihli ilk ve temel tapu muhtevasına dahil olan "dutluk" niteliğinde bir dönüm yerin ifrazı sonunda tesis edilmiş ve davacı tapusunda bir durum "nısıf bağ yeri" olarak açıklanmıştır.
"Nısıf tarla" veya "nısıf bağ yeri"... gibi terimler bir taşınmazın "ortak mülkiyet" konusu olduğunu, böyle bir tapuya dayanan kişinin taşınmazda 1/2 pay sahibi bulunduğunu göstermez. Hukukumuzda, "nısıf" bir bütünden ayrılan ve bağımsızlık kazanan iki yarımdan birini anlatmak için kullanılan ve teknik anlamı olan bir sözcüktür.
Davada balşlangıçta bir dönümlük tapu muhtevasına dahil bulunan taşınmaz iki eşit parçaya bölünmüş, ayırım sonunda oluşan bu iki parçadan biri için davacının "nısıf" kaydı tesis edilmiştir. Hal böyle olunca, davalı temel kayda dayanarak artık müstakil bir varlık kazanmış bulunan davacının nısıf bağ yeri üzerinde paydaş olduğunu ileri süremez. Davalı öteki nısıf kaydın taalluk ettiği yer üzerinde hak sahibi olduğuna göre:
1 - Önce 1288 tarihli temel tapu muhtevasının kesinlikle saptanması,
2 - Bundan sonra temel tapu muhtevası iki eşit parçaya bölünerek davacının dayandığı "nısıf" kayıt kapsamının belirtilmesi, davalının bu yer üzerindeki müdahalesinin men edilmesi gerekli olduğu düşünülmeden yazılışekilde karar verilmesi yolsuzdur.
Hükmün bu nedenlerle HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA peşin harcın iadesine 28.9.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.