 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1978/5225
K: 1978/6250
T: 31.05.1978
DAVA : Taraflar arasındaki davada; davacı, 38 parsel sayılı taşınmazdaki 250/573 payını ölünceye kadar bakıp gözetmek şartıyla davalı oğlu Avni'ye bağışladığını, bu davalının akdin şartlarını yerine getirmediğini ayrıca bağış yolu ile aldığı bu payı muvazaa ile karısı olan diğer davalı Fatmaya sattığını bu nedenle tapunun iptali ile kendi adına tescilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Yargılama sonucunda mahkeme toplanan delillere göre davanın reddine karar vermiştir. Karar süresi içinde taraflarca temyiz edilmekle dosya incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Alacaklı davacı, borçlu davalının karısı bulunan öteki davalı Fatma'ya yaptığı temlikin muvazaalı olduğunu isbat edemediğine göre adı geçen hakkındaki davanın reddedilmesinde yolsuzluk yoktur. Dava dilekçesinde gösterilen değere karşı davalı taraf itiraz etmediğine göre vekalet ücretinin bu değer üzerinden hesaplanması da doğrudur. Bu düşüncelerle davalı tarafın bütün ve davacının öteki temyiz itirazlarının reddine,, davalı Avni'ye ilişkin bulunan temyize gelince:
Evli bulunan davacı babanın karısıyla birlikte oturduğu ve sahibi bulunduğu taşınmazın bir kısım payını kendisine ölünceye kadar bakması şartıyla davalı oğluna bağışladığı, esasen borçlunun babası evinde oturduğu ve daha sonra işçi olarak Almanya'ya gittiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu duruma göre tarafların bir arada oturup birlikte yaşaması, davalının sözleşmenin bakma yükümlülüğünü şahsen ve fiilen yerine getirmesi söz konusu olmadığı açıktır. Yazılı nedenlerle davalı babasına bizzat bakacak durumda olmadığına göre sözleşme kağıt üzerinde kalmıştır.
Tanıklar davalının babasına bakmadığını, hatta para göndermek suretiyle kendisine yardım etmesi yolundaki ısrarına rağmen bir kaç Mark göndermek ve gönül alıcı bir davranışda bulunmak gereğini bile duymadığını açıkça belirttiklerine göre bakma borcunun yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi zorunlu hale gelmiştir.
Ancak, bakma şartıyla bağışlanan taşınmaz el değiştirdiği ve el değiştirmenin muvazaaya dayandığı iddiası mevcut olmadığı için aynen iadenin imkansız bulunmasından ötürü sözleşmenin feshi caiz değildir.
Hal böyle olunca BK.nun 517. maddesinin son fıkrası uyarınca "alacaklıya ömür boyu gelir tahsisi" suretiyle uyuşmazlığın davacı yararına çözümlenmesi gerekli iken yazılı şekilde reddedilmesi yolsuzdur.
Hükmün bu nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine 31.5.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.