Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1978/224
K: 1978/6156
T: 29.05.1978
DAVA : Taraflar arasındaki davada: Davacılar vekili, müvekkillerinin muristen intikal eden paylarını erkek kardeşleri olan davalıya bağışladıklarını, buna rağmen davalının kardeşlik görevini yerine getirmeyip üstelik müvekkillerine zaman zaman hakaret ettiğini hatta dövdüğünden bahisle hibeden rücu nedeniyle davalı kayıtlarının iptalini istemiştir.
Davalı, iddianın doğru olmadığını ileri sürmüştür.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda sabit olmayan davanın reddine dair verilen karar süresinde davacılar vekilince temyiz edilmekle dosya incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : Taraflar kardeşdirler. Davacı olan üç kız kardeş, babalarından kalan dava konusu taşınmazlardaki miras paylarını erkek kardeşleri olan davalıya kayıtsız ve şartsız olarak bağışlamışlardır. Davacılar, bağışda bulundukları davalı kardeşlerinin kendilerini dövüp söğdüğünü ileri sürmek suretiyle BK.nun 244/2. maddesine dayanarak bağışın iptalini istemişlerdir.
Davalı, başka bir neden ileri sürmeden, davanın ne suretle açıldığı hakkında açıklama yapmadan, iddiaya konu olan döğmek ve söğmek olaylarını inkar ederek davanın reddini savunmuştur.
Daire tarafların yakınlık dereceleri ve yaşadıkları çevrenin özelliği, savunmanın biçim ve kapsamı gözönünde tutulmadan mahkemece yapılan delil değerlendirmesinin gerçeğe aykırı düşmesi ihtimali bulunmasından ötürü isabetli olmadığı kanısındadır. Şöyle ki:
Davacı kızlar miras paylarını davalı erkek kardeşe bağışlamışlardır. Dosyada davacıların "varlıklı" ve davalının "yoksul" olduğunu, bu nedenle bağışın davalı kerdeşi ekonomik yönden güçlendirmek arzusundan kaynaklanan insancıl bir amaçla yapıldığını gösteren bir bilgi mevcut değildir. Tersine olarak tarafların "Turhallı, bir hallı" denilebilecek bir durumda bulundukları açıktır.
Günümüzde, yaşadığımız toplumda genellikle kardeşin kardeşe günahını bile bağışlamadığı, tereke uyuşmazlıklarının mirasçılar ve kardeşler arasında kıyasıya bir savaşa yol açtığı herkesçe bilinen bir gerçektir. O halde davacılra miras bırakandan kalan taşınmazlardaki paylarını davalıya neden bağışlamışlardır? Mahkemenin bu nokta üzerinde durması, bağışın neden yapıldığını incelemesi, çevrede kız çocukları mallarını erkek kardeşe bağışlamaya zorlayan bir geleneğin mevcut olup olmadığını araştırması, bu noktadan hareketle uyuşmazlığa bir çözüm bulması gerekir idi. Mahkeme bu yönden hiçbir çaba harcamamış, sanki olağan koşullara dayanan bir dava varmış gibi sonuca gitmeyi öngörmüştür.
Dosyadaki havadan hakimin görev yaptığı çevrede terekenin maddi varlığı erkek mirasçıya bırakılmak, erkek ekonomik yönden üstün ve güçlü duruma getirilmek, kadınlar erkeğin egemenliğine bağlı tutulmak suretiyle peder şahı bir rejim ve yöntemle baba ocağının sürdürülmesini öngören bir adetin varlığı sezilmektedir.
Çevrede kişiler üzerinde etkisi olan böyle bir adet mevcut ise, bu günümüzün sosyal anlayışına ve yasa hükümlerine aykırıdır. Yerel bir sosyal sorunun mevcut olduğu hallerde bu sorundan doğan durumu ortadan kaldırmak amacıyla açılan davalarda delil getirmenin çok zor olduğu kuşkusuzdur. Böyle bir geleneğin hüküm sürdüğü bir çevrede davacı kızların davalı olan erkek kardeşlerine karşı açtıkları bir davada aile dışından tanık bulmaları, aile dışından getirilen tanıkların doğruyu söylemeleri olasılığı yoktur. Hal böyle olunca aileden getirilen tanıkların açıklamaları gerçekçi bir açıdan değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi zorunluluğu vardır.
Dinlenilen üç savunma tanığından ikisi iddiaya konu yapılan olaylar hakkında bir şey bilmediklerini söylemişlerdir. Bilgileri olmadığını söyleyen bu tanıkların sözlerine dayanılarak olumlu açıklamada bulunan davacı tanıklarının sözleri değerden düşürülemez. Savunma tanıklarından üçüncüsü tarafların anasıdır. Davalı tarafından maddi yardım gördüğü anlaşılan ananın her yönden onun etkisi ve baskısı altında olduğu açıktır.
Geleneğin ve davalının ağırlığı altında olan ananın doğruyu söylemek gücüne sahip olduğu düşünülemez. Esasen tanık ananın ileri sürdüğü hususlardan davalı bile söz etmemiş, savunmasında bu konulara yer vermemiştir. Ana, daha sonra oğlu davalı tarafından öğretilen şeyleri söylemek suretiyle ondan daha ileri gitmek zorunda kalmıştır, denilebilir.
Davacı tanıklarından Ali iddiayı doğrulamıştır. Adı geçenin davacılardan Emine'nin oğlu olması açıklamasının yetersiz ve geçersiz sayılmasını gerektirmez. Esasen Ali'nin açıklaması bir başka davacı tanığı tarafından dahi doğrulanmıştır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle mahkemenin delil takdirinin isabetsiz olmasından ötürü davanın reddine ilişkin bulunan kararın HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine 29.5.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini