Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1978/11657
K: 1978/13022
T: 12.12.1978
  • ÖLÜNCEYE DEĞİN BAKMA SÖZLEŞMESİ
ÖZET: Ölünceye değin bakma sözleşmesinden doğan bakma borcu, kural olarak borçlunun ailesi içinde ve yanında yaşaması yoluyla yerine getirilmelidir. Ancak taraflar ayrı ülkelerde olup bir araya gelmeleri olanaksız olduğundan, bakma borçlusu, alacaklıya kalacağı konut ve geçimlik sağlamış, yıllardır böyle sürmüş olduğuna göre üstü kapalı biçimde sözleşmenin kendisince bakma ve birlikte yaşamaya ilişkin hükümleri kaldırılmış yerine borcun gelire dönüşmesi kabul edilmiş demektir.
(818 s. BK m. 514, 517)
Taraflar arasındaki davada
Davacı, bakma akdine riayetsizlik sebebiyle davalı adına tesis olunan 386 ada, 78, 79 parsellere ait kayıtların iptalini, adına tescilini istemiştir.
Davalı, iddianın varit olmadığını, davanın reddine karar verilmesini söylemiştir.
Sabit olmayan davanın reddine dair verilen karar davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü
Baba ve kız olan taraflar arasında düzenlenen ölünceye kadar bakmak sözleşmesine davalının uymadığından ve bakma borcunu yeri ne getirmediğinden söz edilerek dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının iptali istenilmiştir.
Davada bakma borcunun yeri ne getirilmemesi nedeni ne dayanıldığına göre uyuşmazlığın bu çerçeve içinde çözümlenmesi zorunludur. Davacı baba ileri yaşlara ulaşmış, eşini kaybetmiş, insanların dertleriyle uğraşan bir meslekte ün yapmış bir kişidir. Tek evlat durumunda olan davalı kız, yüksek öğrenim görmüş, mesleki gereği yurt dışında çalışmak yolunu seçmiştir. Davalı halen ve ölünceye kadar bakma sözleşmesinin düzenlendiği tarihten çok öncesinden beri yurt dışında çalışmaktadır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinden doğan bakma borcunun, kural olarak alacaklının, borçlunun ailesi içinde ve yanında yaşaması suretiyle yerine getirilmesi gereklidir. Tarafların yukarıda açıklanan durumları nedeniyle davacının yurt dişine çıkması ve devamlı olarak kızının yanında kalması, borçlu davalının Türkiye'de sürekli olarak oturması ve babasına bizzat bakması olanağı yoktur.
Taraflar arasındaki ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapıldığı 1970 yılından davanın açıldığı 1975 yılına kadar davalının izinli olarak İstanbul'a geldiği veya davacının kızının yanına gittiği kısa ve belirli dönemler dışında az önce açıklanan nedenlerle tarafların bir birlerinden ayrı ve uzakta yaşamaları suretiyle varlığını sürdürüp gitmiştir.
Sözleşmenin düzenlendiği tarihte mevcut olan imkansızlık daha sonraki yıllarda dahi sürüp gitmiştir. Sözleşmenin bizzat bakma borcunun davalı tarafından yerine getirilmesi mümkün olmadığı anlaşılınca tarafların zımni bir anlaşma yaptıkları ve bu anlaşma uyarınca
1- Davacının kış aylarında oturması için İstanbulun merkezi ve mutena bir semtinde davalı tarafından davacı için bir apartman dairesi satın alındığı,
2- Yazları kızına ait bulunan yazlıkta oturmasına rıza gösterildiği,
3- Ayrıca davalı kızın sahip bulunduğu hanın aylık (30) bin lira tutan kira parasını bakım ve geçimini sağlamak üzere babasına bıraktığı, açıktır.
BK.nun 517. maddesinin son fıkrasına göre, bir taraflı fesih nedeninin gerçekleştiği hallerde hakim mukaveleyi fesh edecek yerde kendiliğinden birlikde yaşamaya son verip buna karşılık alacaklıya kaydı hayatla bir irad tahsis edebilir. Dava dolayısıyla hakimin yapacağı bu durumu taraflar kendiliklerinden gerçekleştirmişlerdir. Zımni anlaşma uyarınca sözleşmenin bizzat bakma ve birlikde yaşamaya ilişkin hükümleri kaldırılmış, yerine borçlunun yukarıda açıklanan şekilde irad ödemesi esası kabul edilmiştir. Yıllardan beri süre gelen ve itiraza uğramayan bu icra şeklini geçersiz saymak imkanı yoktur.
Sözleşmenin tarafların karşılıklı anlaşmalarıyla dönüştüğü bu son şekline davalının uymadığı yolunda bir iddia mevcut olmadığına göre iptal isteğiyle açılan davanın reddedilmesi doğrudur.
Davacının yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün (ONANMASINA), gelen temyiz edilen vekili için 1400 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edenden tahsiline, 12.12.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini