 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1978/87
K: 1979/139
T: 30.01.1979
DAVA : Alenen cinsi münasebette bulunmaktan sanık Haldun'un yapılan yargılaması sonunda; TCK.nun 419/son maddesi gereğince 6 ay hapis cezasiyle mahkumiyetine ve 647 sayılı Kanunun 4 ve 6. maddeleri uyarınca cezasının 3.600 lira ağır para cezasına çevrilmesine ve ertelenmesine dair (Altındağ 3. Sulh Ceza Hakimliği)nden verilen 5.12.1978 gün ve 978/378 esas, 978/1444 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi o yer C. Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : 1 - TCK.nun 419. maddesinde yazılı eylemleri kanunun müeyyide altına almasındaki asıl amaç, bizatihi ahlaka aykırı fiili değil, bu fiilin alenen işlenmesi sonucu ammenin edep, nezahet ve iffet hislerine vaki tecavüzü cezalandırmaktır. Nitelikleri bakımından herkesin gidebileceği umumi yerlerden böyle bir fiilin işlenmesinde, gece ve gündüz farkı gözetilmeksizin faillerinin tabii şekilde görülebilip görülemediklerine bakılmayarak aleniyet unsurunun varlığı kabul edilip suç oluştuğu halde, fiil özel mahallerde işlendiğinde civardan geçenler tarafından görülememesi halinde aleniyet unsuru oluşmuş sayılamaz. Dava konusu olayın gece 0.03 sularında, sapa bir yolun kenarındaki ağaçların altına park edilmiş bir özel otonun içinde işlendiği şahitlerin ifadelerinden anlaşılmıştır. Kaldı ki, yoldan geçmekte olan polisler, otomobilin böyle tenha bir yere park etmesinden şüphelenip, iyice yaklaşıp otomobilin içine ışık tutmak suretiyle sanığın cinsi münasebette bulunduğunu görebilmişlerdir. Sanıkların cinsi münasebette bulundukları kabul olunan özel otonun içinin özel bir mahal niteliğinde bulunduğu ve hadisede aleniyet unsurunun oluşmadığı gözetilmiyerek yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de:
2 - TCK.nun 419. maddesinde öngörülen ağır para cezası, bu maddedeki heriki hali de kapsadığı halde hüküm altına alınmaması,
3 - Olayın sanığa ait otomobilde cereyan ettiği nazara alınarak, sanığın ehliyetnamesi olup olmadığı araştırıldıktan sonra, sonucuna göre 6085 sayılı Yasanın 60/E maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışmasız bırakılması,
Yasaya aykırı, C. Savcısının temyiz itirazı bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün tebliğname gibi C.M.U.K.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.1.1979 tarihinde oybirliği ile karar verildi.