 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1978/2552
K: 1978/2727
T: 26.09.1978
DAVA : Tefenni İlçesi Karamanlı Bucağı Çifçi Mallarını Koruma Bekçisi bulunduğu sırada 40 lirayı ihtilasen zimmetine geçirmekten sanık Hüseyin'in yapılan yargılaması sonunda suçu değişen vasıfına göre hizmet nedeniyle emniyeti suistimal eyleminden TCK.nun 508. maddesi delaletiyle 510, 522 ve 59. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezasıyle mahkumiyetine ve 647 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca cezasının teciline dair (Burdur Ağır Ceza Mahkemesi) nden verilen 8.5.1978 gün ve 1978/42 esas 1978/103 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil tarafından istenilmiş ve şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre müdahilin sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak :
Çiftçi mallarını koruma bekçilerinin görevinin yalnız çiftçi mallarını korumak ve bu mallara zarar verildiği takdirde fiilin devamına mani olacak tedbirleri almakla beraber husule gelen zararın tesbitine yarayacak delilleri toplayarak keyfiyeti koruma veya ihtiyar meclisine bildirmek olduğu 4081 sayılı kanunun 12. ve 24. maddelerinde açıklanmıştır.
Aynı Kanunun 13. maddesi "Bekçilerin bu kanunda yazılı vazifelerden gayrı işlerde istihdamları veya kısa bir zaman için dahi olsa kendi mıntıkaları haricinde gönderilmeleri yasaktır. Bundan ancak umumi emniyet ve asayişin ve su baskını zelzele ve yangın gibi umumi afetlerin zararı kıldığı fevkalade ahvalde bağlı bulundukları yerin en büyük mülkiye amirinin veya muhtarın izni ile kendi mıntıkaları veya yukarıda gösterilen vazifeleri haricinde muvafakat alınarak istihdam edilebilirler..." hükmünü getirmişitir.
Yukarıdaki 13. maddede geçen "İstihdam" kelimesinin "bir iş veya hizmette çalıştırma, hizmette kullanma" anlamına geldiği ve "hizmet" kelimesinin "görev" i de kapsadığı gerek Meydan Larus'da, gerekse Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğünde belirtilmiştir.
Kanun koyucu, çifçilerin mallarını titizlikle korumaya ve çiftçi mallarını koruma bekçilerinin devamlı olarak mıntıkası dahilinde dolaşıp bu malları kontrol etmelerini amaçladığı için, umumi afetlerin zaruri kıldığı olağanüstü hallerin dışında bu teşkilat bekçilerinin kanunda yazılı olandan başka bir görevde veya hizmette çalıştırılamıyacağını, istihdam edilemiyeceğini öngörmüştür.
Kanunun bu açık hükmüne aykırı olarak, çiftçi malları koruma teşkilatı başkanı tarafından sanığa mükelleflerden para tahsili görev veya hizmeti verilemiyeceğine göre, sanığın toplamış olduğu paraların bir kısmını temellük etmesi, bu cürmü meslek ve sanat veya ticaret veya hizmet sebebiyle teslim edilmiş eşya ve paralar üzerinde işlemiş kabul edilmiyeceğinden zimmet veya hizmet sebebiyle inancı kötüye kullanmak olarak kabulü mümkün değildir.
Sanığın oluşan eylemi TCK.nun 508. maddesine konu olan inancı kötüye kullanmak olup, bu suçun takibi mağdurun şikayetine bağlıdır.
Sanık davaya konu olan parayı müdahilden değil, müdahilin yurt dışında bulunduğu bir sırada, onun malumatı dışında karısı Gülsüm'den almıştır. Bu durumda inancı kötüye kullanılan şahsın Gülsüm olduğu, Kanuni mümessili olmadığı cihetle kocası müdahilin mağdure adına şikayette bulunmaya hakkı olmadığı gibi; mağdure Gülsüm'ün de yasal süresi geçtikten sonra 18.10.1976 tarihli dilekçe ile şikayette bulunduğu gözönünde tutularak TCK.nun 108. maddesi gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekli iken, sanığın eyleminin hizmet nedeniyle inancı kötüye kullanmak şeklinde nitelendirmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, müdahilin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki istek gibi CMUK.nun 321. maddesi gereğince bu sebepten BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine 26.9.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.