 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1978/2341
K: 1978/2433
T: 20.12.1978
- HAKEDİŞ HESAPLARI
- ESER SÖZLEŞMESİ (İŞ SAHİBİNİN DİRENİMİ-YÜKLENİCİNİN SORUMLULUĞU)
ÖZET: 1 - Ara hakedişlerle yükleniciye yapılan ödemeler avans niteliğindedir; onların hak edilip edilmediği kesin hakediş hesabıyla anlaşılır.
2 - Yapıtın teslimine kadar, kaza nedeniyle doğan zarar yükleniciye aittir. Ancak üzerinde ihtiyati tedbir kararı bulunan bir yer, iş sahibi tarafından yükleniciye teslim olunmuş; fakat bu ihtiyat tedbir kararı nedeniyle inşaatın durmasından doğan zarardan iş sahibi sorumludur.
3 - İnşaatda ki malzemelerin korunmadığından doğan zarardan yüklenici sorumludur.
(Bayındırlık İşl. GnI. Şrt. m. 33)
(818 s. BK m. 96, 368)
Taraflar arasındaki davanın (Gaziantep 3. Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek istisna akdinden doğan 60.403,45 lira alacağın davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine dair verilen 8.6. 1978 tarih ve 491-527 sayılı hükmün temyizen incelenmesi davalı avukatı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde olduğu anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü
1- Davacı, davalının teslim ettiği inşaat yerinin bir bölümünde hak sahibi olduğunu iddia eden üçüncü kişinin, inşaat sahibi idare aleyhine mahkemeden almış olduğu ihtiyati tedbir nedeni ile inşaatın bir süre durmasından doğan zararı 60.403,45 liranın tazmin edilmesini istemiştir.
Mahkeme, davacı zararının idarece kabul edilerek 2 inci hakedişe geçirildiğini, idarenin bundan sonradan dönemeyeceğini, esasen isteğin Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi'nin 27. maddesine uygun olduğunu benimseyerek ödetme kararı vermiştir.
Gerçekten, davacı zararı 6.10.1976 tarihli 2 sayılı hakedişe önce 60.403,45 lira alacak olarak sokulmuş, fakat sonradan yeniden düzenleme yapılarak bu tutar 2 sayılı hakedişten çıkarılmış ve ödeme de son duruma göre yapılmıştır. Sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi'nin 33. maddesi gereğince ara hakedişlerle inşaat ve ihzarat karşılığı yükleniciye yapılan ödemeler, kesin olmayıp alel hesap yapılmaktadır. Bunlar avans mahiyetinde ödenmiş paralardır. Yüklenicinin bunlarda gösterilen veya ara hakedişlere göre aldığı paraları hak edip etmediği, kesin hakedişteki hesapla ortaya çıkar. Şu halde 2 sayılı hakedişin ilk düzenlenmesinde davacının zararının hesaba dahil edilmesi, mahkemenin kabulünun tersine, davacı yükleniciye bir hak kazanması sağlamaz. Öte yandan Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesinin 27. maddesinde yapılan inşaat ve ameliyatın kesin kabul muamelesinin idarece tasdiki tarihine kadar her türlü mesuliyetleri tamamen yükleniciye ait olduğu yazılıdır. Bu hüküm BK.nun 368/1. maddesi gereğince, teslimine kadar, meydana getirilen işe kaza olayları dolayısiyle gelen hasar ve zararı yüklenici taşımakla yükümlüdür. Şu halde davada sel basmasının tehlikesini davacı taraf taşımalıdır. Bu nedenle mahkemenin davacı zararını ödetmenin Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi'nin 27. maddesine uygun düştüğü düşüncesi de isabetli görülmemiştir.
Ne var ki, olayda bu prensipten ayrılmayı gerekli kılan bir özellik vardır. Zararın doğmasına ihtiyati tedbir nedeniyle inşaata devam edilememesi ve buna da mahkemede uyuşmazlık konusu arazinin davacıya inşaat yeri olarak teslim edilmesi neden olmuştur. Şu halde bu olayla nedenselliği olan hasar ve ziyanın iş sahibi davalı idareye yüklenmesi zorunludur.
2- Gaziantep Yapı İşleri 9. Bölge Müdürlüğünün 14.4.1976 günlü raporunda, kazılan kısma 70 cm. yüksekliğinde mil ve pislik dolduğu ve inşaatta mevcut ihzarat malzemelerinden 192 torba çimentonun taşlanarak kullanılmaz hale geldiği, 168 m3 tuvanen malzemenin sel suları tarafından sürüklendiği tesbit olunmuştur.
İhtiyati tedbir, tecavüz edilen arazi bölümünde inşaata devam edilmemesi yolundadır. Bunun sonucu, tedbirin devam süresince inşaat haklı olarak durmuş ve ihtiyati tedbirin kaldırıldığı tarihte ise inşaat için ölü mevsim başlamıştır. bundan sonra hafriyatta sökme olmuş, kazılan yerleri mil basmıştır. Bu nedenlerle kazılan yerlerin yeniden açılması için gereken 32.435.05 liranın davacıya tazmin edilmesine ilişkin ödetme kararı yasaya uygundur. Ancak, alınan ihtiyati tedbirin niteliği göz önünde tutulduğunda malzeme zararları ile inşaatın durması arasında uygun bir nedensellik bağının varlığı kabul edilemez. İhtiyati tedbir tecavüz edilen arsa bölümüne ilişkin olduğundan ve inşaat yerindeki malzemelere herhangi bir şekilde el konulmadığından, yüklenicinin çimento ve tuvanen malzemesini koruyucu önlemler alması gerekirdi. Çünkü Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi'nin 13. maddesi gereğince, inşaat yerlerindeki her türlü alet, inşaat malzemesi ve sair levazım ile ihzarat ve tesisatın muhafazası yükleniciye aittir.
Çimentoların taşlaşması ve tuvanenin sel sularına karışması, davacının ihzaratı koruma borcunun ifası ile ilgilidir. Bu nedenle bu malzeme bedellerinden davalı sorumlu olmayacağından, çimento, kum ve çakıl bedelleri ile bunların nakliyesi ücretinin davacıya ödenmesine ilişkin kararın bozulması gerekir. Sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
Sonuç: Yukarıda birinci ve ikinci bendlerde açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz İtirazlarının reddiyle kararın (BOZULMASINA) istek olursa temyiz peşin harcının davalı idareye geri verilmesine, 20.12.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.