 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1978/1626
K: 1978/2529
T: 09.05.1978
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 3.12.1962 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine, sonradan kadastroca 148 ada, 13 parsel numarası verilen taşınmaz hakkında bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; Davanın kabulüne dair verilen 30.12.1977 günlü hükmün Yargıtay'ca, incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Mahkemece yerinde yapılan uygulamada davacı Vakıflar İdaresi'nin dayandığı tapu kaydının dava konusu parsele uyduğu bilirkişilerce belirtilmiş ve fakat davalılara ait kayıttaki sınırları bilemedikleri ifade olunmuştur. Mahkemece komşu parsellere ait eski kayıtlar getirtilmişse de ilk tesis kayıtları getirtilip incelenmemiştir. Kadastro Komisyonu'nun ek kararında komşu 12 parselin ilk tesis kaydındaki malikin Kahraman, 1 parsel malikinin de Süleyman olduğu tapu tarih numarası gösterilmek suretiyle açıklandığına göre, sözü edilen ilk tesis kayıtları getirtilip incelenmek ve böylece bilirkişilerin bilemediği sınırlar saptanmak davaların dayandığı kaydın dava konusu parsele ait olup olmadığı ortaya çıkarılmak gerekirken bu yolda işlem yapılmamıştır. Davalılara ait tapunun da çekişmeli parseli kapsadığı anlaşılırsa bu takdirde aynı yer için çifte tapunun varlığı söz konusu olur. Bu durumda eski tarihli ve sahih esasa dayalı tapuya itibar etmek gerekir. Davacı Vakıflar İdaresinin dayandığı Şubat 1937 tarih II numaralı kaydın asıl dayanağı 15/Rebiülevvel/1304 tarihli bir belgedir. Bu belge dikkatle incelendiğinde görülmektedir ki davalıların murisi evveli Hasan'ın şifahi vasiyetinin ölümünden sonra tesbitine müteallik olup bir vakıfname değildir. Dilerlerse kendileri otursunlar, dilerlerse kiraya verilip gelirile önce tamirini yaptırsınlar. Sonra da her yıl bir sığır alıp etini yesinler ve fukaraya dağıtsınlar. Ayrıca mum alıp camiye versinler mahiyetindeki sözler bu belgeye geçerli bir vakıfname niteliği vermez. Kayıt maliki Hasan'ın ölümünden sonra oğullarından Muharrem'in ve Muharrem'in ölümünden sonrada oğlu Sıddık Sıtkı'nın oturduğu ve Sıtkı'nın diğer mirasçılara ait payları satın alarak Ocak 1961 tarih 7 numarada kendi adına tescil ettirdiği ve bu suretle K. Evvel 1291 tarih 232 (230) numarada intikal eden kaydın hukuki değerini koruduğu, sahih esasa dayalı ve eski tarihli bulunduğu, Vakıflar dairesi'ne ait tapunun ise sonradan tesis edilmiş ve sahih esas dayalı bulunmayan bir kayıt olduğu gözönünde tutularak ona göre bir karar verilmek gerekir.
Kadastro Komisyonunun ek kararında yazılı 12 parselle ilgili K. Evvel 1291 tarih 48 numaralı, 1 parselle ilgili K. Evvel 1291 tarih 357 numaralı kayıtlar getirtilip incelenmeden davalılara ait tapunun dava konusu yere aidiyeti böylece saptanmadan Kadastro Komisyonunca davalıların murisi Sıddık Sıtkı adına tescile karar verilmiş olup Vakıflar İdaresinin itirazı reddedildiği halde davalıların itirazının reddedildiğinden sözedilerek, bir yandan kadastro tesbitinin doğru olduğu kabul edilirken diğer yandan Vakıflar İdaresi'nin davasının kabulüne karar verilmesi ve böylece eksik inceleme ve çelişkili gerekçe ile hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 9.5.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.