 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1978/1623
K: 1978/2523
T: 09.05.1978
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.4.1976 gününde verilen dilekçe ile 107, 128, 1207, 1208, 1209, 1210 parsellerdeki davalıya ait payların satış vaadi sözleşmesi gereğince müvekkili adına tescili istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; Davanın reddine dair verilen 27.12.1977 günlü hükmün Yargıtay'ca, incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davaya dayanak yapılan satış vaadi sözleşmesine göre, satış bedeli olan 1.650.000 liradan 150.000 lirası peşin alınmış, bakiye borçtan 750.000 lirasının 28.2.1975, diğer 750.000 lirasının da 30.4.1975 günlerinde ödeneceği ve para ödendiğinde ferağın verileceği taraflarca kabul edilmiştir. Davacı herne kadar bakiye borcunu belirtilen günlerde ödememişse de, davalı da bu sebeple akdin feshi yoluna gitmemiştir. aksine, davacıya gönderdiği 7.5.1975 günlü ihtarnamelerle bakiye borcun ödenmesini istemek suretiyle ve 3.10.1975, 15.10.1975 günlü çeklerle davacıdan 200.000 lira alarak akdin geçerliliğini ve devamını kabul etmiştir. Böylece yürürlükte olduğu taraflarca kabul edilen sözleşmeye dayanarak davacı davalıya 21.4.1976 günlü bir telgraf göndermiş ve sözleşmenin icabettirdiği bütün bedel ve borçları ödemeğe hazır olduğunu belirterek ferağ gününün bildirilmesini istemiştir. Davalı cevap vermeyince de davacı işbu davayı açmış, bakiye borcu ödeyeceğini bildirmiştir. Her nekadar davanın ikamesinden sonra ve fakat henüz dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden davalı tarafça davacıya bir ihtarname gönderilerek akdin feshedildiğini bildirilmişse de; sözleşmede belirtilen vadelerde bakiye borcun ödenmemesine rağmen tarafların sözleşmenin geçerliliğini kabul etmeleri karşısında ve özellikle davacı tarafından davalıya gönderilen ve davalı tarafından alındığı duruşmada ifade edilen telgraftan sonra davalının akdin feshini ileri sürmesi bir değer taşınmaz. Bu hususlar gözönünde tutulmadan yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; dava tarihindeki Avukatlık Ücret Tarifesi nazara alınmadan davacıya fazla vekalet ücreti yükletilmesi de doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1000 lira duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, temyiz peşin harcının istek halinde iadesine 9.5.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.