 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1978/4662
K: 1978/5490
T: 25.12.1978
DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen hükmün davalılar avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir yolsuzluk bulunmamasına, mahkemece üç kişilik bilirkişi kurulu oluşturulmasına ve esasen iki bilirkişinin seçilmesinde de kanuna aykırı bir yön olmasına tanık sözlerinin bilirkişi düşüncelerini doğrulamalarına ve bu durumda tapu kayıtlarına göre ayrı mevkide bulundukları anlaşılan ve emsal olarak gösterilen taşınmazların ayrıca incelenmelerine gerek bulunmamasına göre davalılardan Garip, Ali ve Kamil'in aşağıdaki bentlerin kapsamları dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Dava, davacıya borçlu, davalı Cemil'in alacağı sonuçsuz bırakmak için taşınmazlarını diğer davalılara satışına ilişkin tasarrufunun iptali dileğini kapsamaktadır.
Mahkemece, istek yerinde görülerek bu davalılar adlarına olan tapu kayıtlarının davalı Cemil adına çevrilmesine karar verilmiştir.
Oysa, İİK.nun 283/I. maddesi hükmü uyarınca, "Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde... dava konusu gayrimenkulse, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o gayrimenkulün haciz ve satışını isteyebilir." O halde, tasarrufun iptali ile yetinilmesi gerekirken mahkemece "kaydın tashihine" karar verilmiş olması, belirtilen madde hükmüne aykırıdır.
3 - Tasarrufun iptali davası, İcra takibinin sonuçsuz kalmaması amacına yöneliktir. Bu nedenle, icra takibine konu olacak çok ve iptal edilen tasarrufun değeri az ise, dava konusu tasarruf üzerinden yargı harcı alınması ve vekalet ücretininde bu değer üzerinden takdiri gerekir. Aksine, iptal edilen tasarrufun değeri alacağı geçkinse alacak ölçüsünce iptale karar verileceğinden harç ve vekalet ücreti, tasarrufa değil daha az tutarlı alacağa göre değerlendirilmelidir.
Olayda dava dilekçesinde iptale konu tasarrufun değeri 80.000 lira olarak gösterilmiş ve bilirkişiler yargılama sırasında bu değeri 81.000 lira olarak belirlemişlerdir. Davanın dayanağı İcra takibi ise 29.250 lira üzerinden başlatılmıştır. O halde, belirtilen alacağın sonuçsuz kalmasını engelleyecek biçimde ve o değerde yapılan tasarrufun iptali, dava konusudur. Bu nedenle açıklanan alacak için, borçludan alınması gereken tutara göre ilam harcı alınmalı ve bu değer üzerinden vekalet ücreti takdir edilmelidir.
Mahkemece, bu yönler gözetilmeksizin harç ve vekalet ücretinin hesaplanmasında dava dilekçesinde gösterilen değerin esas alınması, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın iki ve üç sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davalılar yararına takdir edilen 1000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınmasına, peşin harcın istek halinde iadesine 25.12.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.