 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1978/2032
K: 1978/2161
T: 09.05.1978
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, davalıdan bir otomobil satın almak için anlaşmaya varmaları üzerine, satış bedeline mahsuben 50 bin lira ödeyip 18. sıraya kaydının yapıldığını, otomobil, yapımcı firmadan davalıya gönderildiğinde davalının, peşin aldığını, otomobil, yapımcı firmadan davalıya gönderildiğinde davalının, peşin alma isteğini kabul etmeyip kendisini taksitle satışa zorladığını, peşin satışta ısrarı karşısında da otomobili teslim etmediğini bildirerek geri kalan satış bedeli ve masraflar tutarı 65 bin lirayı ödemeye hazır olduğundan otomobilin teslimini, bu mümkün olmadığı takdirde belirtilen maddi ve ayrıca bildirecekleri manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, peşin satış konusunda aralarında bir anlaşma olmadığını, arabalar geldikten ve fiyatlar belli olduktan sonra otomobil almak üzere davacının 50 bin lira bıraktığını, ancak araba gelince fiyatını fazla bulup almaktan vazgeçtiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Müşterilerinin peşin ve vadeli isteklerine uymak zorunda olduğu, yapımcı firmanın 30.5.1977 günlü yazısından anlaşılan ve bu firmanın bayii olan davalının, otomobil satışı için davacıdan 50 bin lira aldığında uyuşmazlık yoktur.
Davalının otomobil bayii olmasına, iddia ve savunmaya, davacının gönderdiği ve dosya içinde bulunan 9.5.1977 günlü ihtarnameye davalının cevap vermemesine göre 50 bin liranın satış sözleşmesi nedeni ile verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan davalının davacıya gönderdiği "arabanızı alamadığınızdan emanet olarak bıraktığınız sıra kaydı ile ilgili 50 bin lira tarafınıza gönderilmiştir" biçimindeki telgrafı ve Murat 131 otomobili alamadığından emanet olarak bırakılan sıra kaydı ile ilgili 50 bin liranın iade edildiği yolundaki havale de taraflar arasında satış sözleşmesinin kurulduğunu göstermektedir.
Borçlar Kanunun 182/2. maddesine göre, "hilafına adet ve mukavele mevcut değilse satıcı ile alıcı borçlarını aynı zamanda ifa etmekle mükelleftirler az önce yapılan açıklamalardan taksitle satışı ispat yükü davalıya ait olup ispatlıyamadığı, davacının otomobili peşin fiyatla almak istediği, fakat davalının taksitle satışta ısrar ederek satış sözleşmesinden caydığı sonucuna varılmıştır.
O halde, mahkemece, bu delilleri yetersiz görülerek, davacının davalıya yönelttiği, savunma ve belgelere de aykırı düşen davalı andına dayanılarak davanın reddi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, 9.5.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.