 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1978/5877
K: 1979/495
T: 06.02.1979
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Adana As. 3. Hukuk Hakimliğince verilen 18.9.1978 tarih ve 642/573 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar avukatı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 6.2.1979 gününde davacı avukatları Necati Hamsun ve Osman Yüsel ile davalı avukatı Kemal Güner gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin davalının aracılığı ile davalının kardeşi Yusuf Sarıtürk'ten 3 parça taşınmaz alarak bir kısmını nakit ve geri kalan kısım içinde 9.1.1976 düzenleme tarihli (150.000) liralık emre yazılı senet verdiğini taşınmazdaki kiracılar çıkmadığından bu taşınmazların iadesi düşünüldüğü ve Yusuf Sarıtürk'ün kabulü ile taşınmazlar adı geçene verildiğini ve fakat evvelce verilen 150.000 liralık senet davalı yanında olduğu için sonradan iade edeceğinin tahahhüdüne rağmen bu senet geri verilmediğini, senedin isim hanesi boş bulunan bonoya davalının ismi yazılarak bankaya teminata verildiğinin öğrenildiğini, taşınmazlar iade edilmekle 150.000 liralık senedin karşılıksız kaldığını iddia ederek borç olmadığının tesbiti ve senedin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacıların senetle borçlu olduğunu, iddialarını isbat için yazılı delil getirmeleri gerektiğini, davacıların borcu geç ödemek için zaman kazanmak istediklerini, davanın reddini ve % 15 tazminatın tahsilini istemiş ve davalının diğer vekili, müvekkilinin (arsa simsarlığı-tellallık) yaptığı ve arsalar için 150.000 lira borçlandığını belirtmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre dava dilekçesinde davalının taşınmaz satışında aracılığının kabul edildiği ve taşınmazların tapuda satışının yapıldığı ve senedin aracılık ücreti karşılığında düzenlendiği anlaşıldığından davanın reddine, % 15 tazminat karşılığı 21.500 liranın davacılardan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan 9.1.1976 tanzim tarihli 150.000 liralık iptali istenilen ve malen kaydını içeren emre muharrer senedin gayrimenkul satış tellallığı nedeniyle düzenlendiğini davalı savunmasında belirttiğine göre senedi talil etmiştir. Bu itibarla beyyine külfetinin davalıya ait olması gerekirken davacıya yükletilmiş olması yerinde değildir.
B.K.nun değişik 404. maddesinin son fıkrası hükmü ile aynı Kanunun 1. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre gayrimenkul tellallığı akdi yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmadığı gibi Y.H.G. Kurulunun kökleşmiş içtihatlarına göre de her iki tarafın imzalarını birlikte taşımak zorunluğundadır. Olayımızda ise, davalı taraf iptali istenilen senedin böyle bir anlaşma sonunda imzalandığını isbat edememiştir.
Bu durumda, gayrimenkul tellallığı ücreti karşılığı düzenlendiği savunulan dava konusu senedin geçerli bir gayrimenkul tellallığı sözleşmesine dayanmadığından bono bedelini davacının ödemek yükümlülüğünde bulunmadığı gözönünde bulundurulmak suretiyle davanın kabulüne karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 1.400 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine ve ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 6.2.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.