Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1978/5246
K: 1978/5544
T: 11.12.1978
DAVA : Davacı vekili, T. gazetesinin açmış olduğu herkese bir otomobil kampanyasına iştirak eden müvekkilinin 28.8.1973 tarihinde davalı ile anlaşarak o zamanki fiyat üzerinden senet imzaladığını, 1.12.1975 tarihli kurada araba alma sırasının geldiği bildirilmesi üzerine 30.3.1976 tarihinde 75.000 liralık fatura ile 19.294 lira fiyat farkı için ayrıca senet imzalattırılarak arabanın teslim edildiğini halbuki Anadol marka arabanın 20.1.1976 tarihindeki fiatının 67.100 lira olduğu Fiyat Kontrol Komitesinden öğrenilmiş bulunduğunu iddia ederek fazla alınan bonoların iptali ile 9000 liranın borçtan tenzilini istemiştir.
Davalı vekili davalının satın aldığı 51 marka Anadol Araba fiyatının 75.000 lira olduğunu ve bu fiyat üzerinden satış yapılarak imzalandığını ve dava dilekçesinde 67.000 lira gösterilen araba fiatının tavzih dilekçesi ile 66.000 lira olarak gösterilip iddianın tevsi edilmeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece, Fiyat Kontrol Komitesinin cevabında, 19 sayılı Karar ve ilişiği tebliğler muvacesinde Anadol SL binek otonun 19.3.1976 tarihindeki azami perakende satış fiyatının 67.100 lira olduğunu bu fiyata dağıtıcı anabayi vesair bil cümle masrafların dahil olduğu ve hizmet karşılığı başka bir bedelin alınmayacağı bildirilmiş ve satış senedine istinaden bu fiyatın üstünde bir bedel istemeye hakkı olmadığı gerekçesiyle 67.100 lira ödenmesi lazım geldiğinin kabulü ile 1588 liralık bonolardan 7900 liralık fazla kısmı için davalının muarrazasının menine ve bonoların bu miktara münhasır olmak üzere iptaline fazlaya ait isteğin reddine karar verilmiştir.
Hüküm Davalı temyiz etmiştir.
Dava, fiyat kontrol komitesince teslim tarihindeki fiyatı (67.100) lira olarak saptanan 4 kapılı (SL Anadol marka) otomobil, davalı ortaklığın (75.000) lira üzerinden sattığından bahisle (7.900) lira fazla fiyat için düzenlenen bonoların iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı ortaklığa verilen 1.8.1973 günlü talepnamesinin 3. maddesinde, (satım konusu otomibilin fiyatının, teslim tarihinde cari olan peşin perakende satış fiatı) olacağı yazılıdır. Bu konuda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır, uyuşmazlık teslim tarihindeki fiyat konusundadır. Davacının fiyatın (67.100) lira olduğunu iddia etmesine karşılık davalı bu fiyatın (75.000) lira olduğunu savunmuştur.
1 - Bir endüstri ürünü olan satış konusu otomobilin maliyet ve fabrika toptan satış fiyatı 3003 sayılı Kanun hükümleri gereğince, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve perakende satış fiyatıda 1567 sayılı (Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hakkındaki Kanuna) göre Fiyat Kontrol Komitesi tarafından saptanmaktadır.
Bu suretle satış konusu otomobil fiyatının yetkili makamlarca saptandığı bir vakidir.
TTK.nun 1466. maddesiyle de (bir akit hükmünce yerine getirilmesi gereken edalar hakkında kanun veya yetkili makamların kabul etmiş olduğu en yüksek haddi aşan sözleşmelerin en yüksek had üzerinden yapılmış sayılacağı ve bu hadden fazla olan edaların, hata ile yapılmış olmasa dahi geri alınacağı ve bu hallerde BK.nun 20. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinin uygulanmayacağı) hüküm altına alınmıştır.
Davadaki uyuşmazlığın, yetkili makam olan Fiyat Kontrol Komitesince saptanan fiyatın üstünde satış yapıldığına ilişkin bulunmasına göre, çözümünde TTK.nun 1466. maddesindeki esaslar çerçevesinde olması gereklidir.
Fiyat Kontrol Komitesi, 1567 sayılı Kanuna dayalı olarak çıkarılan 19 sayılı tebliğ ile oluşturulmuş ve tüketiciyi korumak suni mal darlığı ve haksız fiat artışlarını önlemek amacıyla bazı maddelerin en çok perakende satış fiatını saptamakla görevlendirilmiştir.
TK.nun 1466. maddesi de gerekçesinde belirtildiği gibi, ekonomik sıkıntı içinde bulunan tarafın, bunun etkisi ile en yüksek haddi aşan edada bulunmayı kabul etmesini önlemek ve böylece ekonomik hayatın ölçülü ve düzenli bir şekilde ceryanını temin amacıyla getirilmiştir. Bu amacı nedeniyledir ki kanun koyucu butlan hükmünün mutlak şekilde uygulanmasını korunmak istenen tarafın yararına uygun bulmuş ve en yüksek haddin aşılması halinde sözleşmelerin en çok en yüksek had üzerinden yapılmış sayılacağı esasına koymuştur. Buna ek olarak (En yüksek hadden fazla olan edaların, hata ile yapılmış olmasa dahi geri alınacağı) ve bu hallerde BK.nun 62. maddesinin uygulanmasından doğacak sakıncaları bertaraf etmek ve akdin tamamının batıl olduğunun tesbitini engellemek amacını gütmüştür.
Bu suretle, TTK.nun 1466. maddesi ekonomik sıkıntı içinde bulunan tarafı koruyucu amacı kamu düzeni ile ilgili hükümleri içermektedir.
TTK.nun 1466. maddesinin uygulanmasında satış konusu malın en çok perakende satış fiyatının kanun veya yetkili makamca kabul edilmiş, başka deyimle saptanmış olması yeterli olup, bu malın en çok perakende satış fiyatını saptamak üzere bir makamın yetkili kılınmasına dair idari kararın kanuni dayanağının araştırılması ve tartışılmasını yapmakla, uyuşmazlığı çözümlemekle görevli mahkeme yükümlü değildir.
Bu davada da TTK.nun 1466. maddesinin uygulanması için gerekli koşulların tümü bulunduğundan taraflar arasındaki sözleşmenin yalnızca kanuni sınırlar içinde geçerli olduğu ve bunun doğal sonucu olarakta davacının haksız iktisap kurallarına dayanarak açtığı bonoların iptali davasının kabulü yolunda mahkemece verilen hükmün usul ve kanuna uygun bulunduğu sonucuna varıldığından, bu yöne ilişen davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Satış konusu (SL Anadol marka) otomobilin en çok perakende satış fiyatının 20.1.1976 tarihinden geçerli olarak 67.100 lira olduğu fiyat kontrol komitesinin mahkemeye gönderdiği 8.5.1978 gün ve 71 sayılı cevabı yazıda 19.3.1976'daki en çok perakende satış fiyatının 67.100 lira olduğu bildirilmiştir. Fiyatın 70.620 liraya çıkartılmasının komitenin 28.6.1976 tarih ve 80 numaralı kararı ile olduğu fiyat komitesinin davacıya verdiği 24.11.1976 gün ve 701 sayılı cevabın yazısıyla bildirildiğine göre 67.100 liralık en çok perakende satış fiyatının 20.1.1976 tarihinden 28.1.1976 tarihine kadar geçerli olduğu subuta ermiştir.
Davalının 75.000 lira fiyat üzerinden faturayı düzenlediği 30.3.1976 ve arabanın teslim edildiği ve mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesinin yapıldığı 5.4.1976 tarihinden de satış konusu (SL. Anadol marka) otomobilin en çok perakende satış fiyatının 67.100 lira bulunduğu bir vakıadır ve bu nedenle davalının aksine savunması geçersiz olduğu gibi bu yöne ilişkin temyiz itirazı da yerinde değildir.
3 - Mülkiyet muhafaza kaydıyla satışa dair noterde düzenlenen sözleşmenin 4. maddesinde davacının satıcı davalı ortaklığa verdiği talepname hükümlerini aynen ve eksiksiz yerine getirdiğini kabul etmesi ve talepnameden dolayı davalıyı ibra etmiş bulunması, talepnamenin 3. maddesindeki, teslim tarihindeki peşin satış fiyatının esas alınacağını belirleyen hükmü ile TTK.nun 1466. maddesinde yer alan yetkili makamlarca saptanan en çok perakende satış fiyatının üzerindeki fiyatla satışa dair sözleşme kısmının batıl olduğuna ilişkin hükmün karşısında davacının açtığı davanın kabulüne engel teşkil etmez. Çünkü yukarıda da açıklandığı gibi kamu düzeniyle ilgili bulunan TTK.nun hükmüyle sözleşmenin yetkili makamca saptanan fiyatın üzerindeki en çok perakende satış fiyatının üzerindeki fiyatla satışa dair fiyatla satışa ilişkin kısmı batıl olunca buna dayanan ibrada tarafların serbest iradeleriyle kararlaştıracakları bir hususa ait bulunmadığından geçersizdir.
Alınan bir faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde münderecatın kabul edilmiş sayılacağına dair TTK.nun 23/2. maddesi hükmüde yalnızca geçerli akitler için uygulanabilir. Batıl olan akitler için böyle bir şey düşünülemez. Zira bizatihi geçersiz olan bir akit sadece faturaya itiraz edilmekle geçerlik kazanmaz.
Davada, taraflar arasındaki akdin kısmen kanuna aykırı olduğu ve uyuşmazlığın da bu kısma ilişkin bulunduğu saptanmıştır. Kanuna aykırı akitler ise BK.nun 19. ve 20. maddeleri uyarınca batıl sayılacağından davacının faturaya itiraz etmemesi bu nedenle sonucu etkilemez.
Bu nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda da açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarını reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına, aşağıdaki yazılı bakiye 155 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına 11.12.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini