 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1978/237
K: 1978/568
T: 14.02.1978
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Nevşehir Asliye hukuk Hakimliği)nce verilen 29.11.1977 tarih ve 973/894 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı avukatı tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, 1972 model Anadol marka vasıtayı davalı sigorta şirketine 24 nolu poliçe 11.5.1976 tarihinde hususi olarak (kasko sigortası) yaptırdığını, bu vasıta temiz kağıdı çıkmış ve vekaleten başkalarına satılmak üzere müvekkilinin yedinde iken 28.5.1976 tarihinde bilinmeyen bir nedenle yandığını, eksper tarafından hasar tesbit edilmesine rağmen bedelin ödenmediğini idia ederek hasar tesbit edilmesine rağmen bedelin ödenmediğini idia ederek hasar bedeli 49.000 liranın 28.5.1976 tarihinden itibaren geçmiş günler faizi 2.314. lira ve % 10 faizini davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, vasıtanın trafikte Ahmet isimli şahsa ait olduğunun yazılı olmasına göre davacının dava hakkını bulunmadığını, vasıta taksi olarak kullanılmasına rağmen hususi olarak sigorta edilmekle primin eksik ödendiğini, bu hususun müvekkili şirkete kasden bildirilmediğini 11.5.1976 tarihinde sigorta edilen vasıtanın Mehmet isimli şahsa satıldığını, tazminatın yüksek gösterildiğini belirterek davanın reddini ileri sürmüştür.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu uyarınca hasara uğrayan vasıta 30.3.1976 tarihinde teslim edilerek devir kaydı yapıldığını ve vasıta 11.5.1976 tarihinde sigorta edilip olayın 28.5.1976 tarihinde cereyan etiği hususi veya taksi değil tescilsiz ve kayıtsız durumda olduğunu, vasıtanın Mehmet'e satıldığına dair delil elde edilemediği kabul edilerek 40.000 liranın 28.5.1976 tarihinden itibaren % 10 faiz ile tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 - TTK.nun 1269. maddesi gereğince davacının sigorta akdini yapmakta müberez vekaletname müdnerecatından manfaati bulunduğu husus sübuta ermiştir. Zira malik davacıya satmak da dahil olmak üzere araç üzerinde her türlü tasarruf yetkisini vermiş ve davacı aracı korumak ödevini de yüklenmiştir.
2 - Aynı Kanunun 1290 . maddesi uyarınca sigorta ettirenin doğru beyanda bulunmak yükümlülüğü vardır.
Şu halde, davacının sigorta akdini yaptırdığı tarihte aracın (taksi)mi, yoksa (özel otomobil)mi olduğunun ve gerçek kullanılma şeklinin saptanması lazımdır.
Bu durumda, davacının beyanını gerçek olmadığı anlaşıldığı takdirde taksini özel otomobil olarak bildirilmesinin sigorta akdini yapılmasını gerektirmeyeceği kuşkusuzdur. Ancak davacı, akdin daha ağır şartlarla yapılmasını ve her halde pirimin ona göre tayın edilmesini sonuç ve sorumluluğundan kurtulamaz.
3 - Herne kadar olyada poliçe genel şartları gereğince hakem - bilirkişi incelemesi yapılmamış ise de, tarafların bu yolda bir talebi sebketmediği gibi davalı vekilin 9.12.1976 tarihli cevap dilekçesinde sigorta eksperini tesbit ettiği tazminat miktarına dayanmış ve davacı da son oturmuda bu meblağın hüküm altına alınmasını istemiş olmasına göre davalının delil mukavelesine müstenit temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmemiştir.
4 - Yukarıda ikinci bentteki esaslar dahilinde inceleme yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şeklide eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda bir ve üçüncü bentlerdeki nedenlerle davalı vekilini diğer temyiz itirazlarının reddine ve 2. bente gösterilen nedenlerden dolayı hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve 1400 lira duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 14.2.1978 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.