 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1978/6899
K: 1979/2099
T: 09.03.1979
DAVA : Davacı , teknik elaman olarak çalışan davalının hissesine düşen 2088.54 TL. prim farkının rücüan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 1- Dava dilekçesinde Kurumca 1965/3 ila 1967/6. aylar arası için yevmiyeli teknik personellerden dolayı ölçümleme yapıldığında, davalı için bu nedenle ödemek zorunda kalınan primlerin tahsilinden söz edilmektedir. Davalının ise, bu işyerinde Ekim - 1967 tarihinde, yani ölçümleme döneminden sonra çalışmaya başlağıdı tartışmasızdır. Öbür yandan; dosyada bulanan diğer belgelerde yazılı, prime esas kazançlar toplamı ve prim hisseleri ve özellikle prim toplamlarının, ölçümleme sonucu ödenen miktara uygun bulunduğu ve giderek davacı'nın davalı için de prim ödediği gösterilmektedir. Bu durumda, Kurum'ca yapılan ölçümlemeye ilişkin dosya getirtilip, ölçümleme dönemi ve nedeni saptanarak, dava dilekçesindeki tarihlerin bir maddi yanılgı olup olmadığı, giderek, davalı için de prim ödenip ödenmediğ belirlenmeden, davalının bu yöne ilişen itirazlarının reddi isabetli sayılamaz.
2- Davalı, "grup sigortası"na dahil olarak prim ödediğini savunmaktadır. Gerçekten, yevmiyeli teknik personel statüsünde bulunanların, 506 sayılı Yasanın 86. maddesine göre topluluk sigortasına dahil olabileceği ve uzun vadeli sigorta kollarını tümünden veya bir kaçından prim ödemelerinin söz konusu edilebileceği, uygulamada bu tür işlemlere de rastlandığı açıktır. Mahkemece bu durum, Kurum'dan ve işyerinden araştırılıp dava edilen dönem saptandıktan sonra, davalının dava konusu prim borçlarından bir kesimini ödemiş bulunup bunlardan mükerreren sorumlu tutulamıyacağı da gözetilerek karar verilmesi gerekirken noksan ineceleme ile bu savunma üzerinde hiç durulmamış olması da isabetli değildir.
3 - Davacı işverenin, kendi kusuru ile sigortalı yapmadığı kimseler için sonradan ödemek zorunda kaldığı primlerden dolayı sigortalıya rücu edebilmesi, ancak, bu prim ödenmesinden sigortalının yararlanabilmesinin söz konusu edilebilmesine bağlıdır. Kısa vadeli sigorta kollarından "hastalık sigortası" için ve geçmiş senelerden ötürü ödenen primin sigortalıya hiçbir yarar sağlamıyacağı ise olayda kuşkusuzdur. Şu halde, davalının, kendisi için ödenen hastalık sigortası primindeki hissesinin kendisinden rücuan istenememesi gerekirken mahkemece davanın tümünün kabul edilmesi de isabetli sayılamaz.
Şu halde, davalı'nın bu yönleri amaçlıyan itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA 9.3.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.