 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1978/6402
K: 1978/8877
T: 24.11.1978
DAVA : Davacı, meslek hastalığı sonucu malul kalan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Bu davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 26. maddesinin ilk fıkrasıdır. Anılan fıkra hükmünde ise "İş kazası veya meslek hastalığı, işverenin kasdı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılır bir eylemi sonucunda olmuşsa Kurumca sigortalıya veya hak sahibi kimselerine yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarı ile, gelir bağlanırsa bu gelirlerin 22. maddede sözü geçen tarifeye göre hesap edilecek sermaye değerleri toplamı işverenden alınır" denmektedir. Şu duruma göre davacı Kurumun rücu alacağının sözü edilen Kanunun 22. maddesindeki tarifeye göre ve geleceğe yönelik bir biçimde belirlenmesi yasal bir zorunluktur. Bu bakımdan rücu alacağınıne dava tarihi itibariyle zaman olarak sınırlandırılması mümkün bulunmamaktadır. Ne var ki Kurumun herhangi bir suretle bağladığı geliri kesmesi takdirinde kesme tarihinden sonra bir rücu alacağının sözkonusu olamıyacağı açıktır. Bu olayda kendisine sürekli işgöremezlik geliri bağlanmış sigortalı davaların açcılışlarından sonra ölmüş ve dolayısiyle Kurumun artık gelir ödeme yükümü kalkmıştır.
Ölüm tarihine kadar ise Kurumun sigortalıya karşı hak ettiği gelirleri ödeme yükümünün varlığı tartışmasızdır. Şu duruma göre açılmış davaların içerdikleri, doğal olan ve çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesine uygun bir biçimde Kurumun gelir bağlama yükümünün devam ettiği süre boyunca rücu alacağına sahip bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkemenin bu tür davaların belirtilen özellikleri gözönünde tutulmaksızın rücu alacağınıne dava tarihleri ile sınırlaması bu yönden isabetli sayılamaz.
3 - Davaların kısmen reddolunması, sigortalının davalardan sonra ölmüş bulunması nedenine dayanmaktadır. Davacının, kusuru olmayan bir olaydan ötürü davanın reddolunması durumunda yargılama giderlerinden ve bu arada Avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı ise Yargıtay'ın yerleşmiş ve oturmuş içtihatlarındandır.
Mahkemece bu esas gözönünde tutulmaksızın Avukatlık ücretinin fazla olarak yükletilmiş olması dahi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 24.11.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.