 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1978/5329
K: 1978/5920
T: 21.09.1978
DAVA : Davacı vekili, müvekkili sendikanın üyesi olan işçinin sigortasız hizmetlerinin sigortalı hizmet olarak sayılması gerektiğinin tesbitine ve bundan doğan sataşmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde oluduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Davacı, özet olarak 1.9.1967 tarihinden itibaren silgortalı sayılacak şekilde Kurumca gerekli işlemlerin yapılmasını ve Kurumun bu konuda çıkarmış bulunduğu çekişmenin önlenmesini istemiştir. Gerçekten davacı vekili davasını açıklayan 13.12.1977 günlü dilekçesinde; açtıkları davanın 506 sayılı SSK. nun 79. maddesine girmediğini, İş Kanunu gereğince hizmet aktine bağlı olarak çalıştıklarının başka ve eşbir olay nedeniyle yargı organınca saptanıp Kurumca da o yolda kabul edilmiş bulunmasına rağmen, Kurumun anılan durumu eylemli olarak gerçekleştirmediğini belirtmiştir. Davacı vekilinin şu açıklaması karşısında, hakimin maddi olgu ile bağlı olup hukuki nitelendirmede serbest bulunduğu kuralının uygulanamıyacağı yönü açıktır. Şu duruma göre iddia, kökeninde, sigortalı olarak tescil işleminin geriye götürülmesi anlamındadır ve bu çerçeve için de çözümlenmesi gerekir. Bir kimsenin mahkeme ilamı dışında ve doğal biçimde sigortalılığının ne şekilde tescil edileceği 506 sayılı SSK. nun 9. maddesi ile Sosyal Sigortalar İşlemleri Tüzüğünün 10. maddelerinde gösterilmiştir. Bu maddelerin öngördüğü şeklinde Kuruma başvurulmadıkça tescil işleminin gerçekleştirilemeyeceği ortadadır. Özellikle sigortalı olarak tescili istenen kişinin sigortalı sayılma niteliğini hangi tarihte elde etmiş olduğu ve prime esas ücretinin miktarının ne bulunduğunun Kurumca bilinmesi olanaksızdır. Esasen bu olayda Kurum'un kabulü, belli biçimde çalışan kişilerin genel anlamda sigortalı olarak kabulü şeklindedir; yoksa Kurumun şansen bu davacıyı istek halinde dahi sigortalı saydığı yolunda değildir. Eğer böyle olsaydı, taraflar arasında bu davaya ait uyuşmazlığın meydana gelmesi de söz konusu olamazdı. Bu yönden davalı Kurum'un mevzuat hükümlerine aykırı olarak davacının hakkını inkar ettiği ve bu yolda uyuşmazlık çıkardığı söylenemez.
O halde davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.9.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.