 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 1978/1499
K: 1978/7029
T: 13.10.1978
DAVA : Davacı, 9.8.1949 ve 21.3.1955 tarihleri arasında (D.) Sigorta Anonim Şirketinde geçen hizmetinin 228 ve 1214 sayılı Kanunlar müvacehesinde, kendisine iade edilen emeklilik keseneklerinin % 5 faizi ile birlikte davalı sandığa iadesi suretiyle hizmetlerinin emekli sandığında geçen hizmetleriyle birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davacının anılan tarihler arasında belirtilen işyerinde geçen hizmetlerinin ihyasının tesbitine, diğer hususlar hakkında bir karar ittihazına mahal olmadığına karar vermiştir.
Hükmün davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
1 - Davacının, 1.11.1949 ila 21.3.1955 tarihleri arasında (D.) Sigorta A.Ş. de çalıştığı, 1.1.1951 tarihinde kurulup 28.1.1954 tarihinde vakıf şekline dönüşen ve bilahare 506 Sayılı Yasanın geçici 20. maddesine uygun hale getirilen davalı "Yardım ve Emekli Sandığı"na ödediği aidat ve borçlanmaya ait kısmen ödediği kesintileri, işten ayrılırken tamamen alıp ilişiğini kestiği ve halen T.C. Emekli Sandığı'na tabi bir işte çalıştığı, taraflar arasında uyuşmazlık konusu teşkil etmemektedir.
Olayda çözümlenecek sorun, davacının bu hizmetlerini, aldığı kesenekleri davalı sandığa iade ederek ihya suretiyle, T.C. Emekli Sandığında geçen hizmetleri ile birleştirilir nitelik kazandırabilip kazandıramıyacağı çevresinde toplanmaktadır.
Tasfiye edilmiş hizmetlerin ihya olunması, akdi ya da kanuni bir hükmün mevcudiyetine bağlıdır.
Davalı sandığın tesis senedinde ihyaya ilişkin bir hükmün varlığı iddia ve özellikle ispat edilmemiştir. Şu halde, akdi ilişkiye dayanılarak ihyadan söz edilemez.
Konuya ilişkin yasal düzenlemelerde, ihya ile ilgili hükümlerin incelenmesinde de aynı sonuç belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.
Gerçekten 506 sayılı yasanın geçici 20. maddesinin son fıkrası yasa ile kurulmuş sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmetler ile, anılan maddeye göre kurulan sandıklarda geçen hizmetlerin, 228 sayılı yasanın aylık bağlanmasına ilişkin esaslara göre birleştirileceğini belirtmekte olduğu görülmektedir.
Bu maddede, kesenekleri zamanında ödenmiş veya geçerli biçimde ihya edilmiş hizmetler söz konusu olup, 228 sayılı yasanın sadece "aylık bağlanmasına ilişkin esasları"na yollamada bulunulmaktadır. Öbür yandan, 228 sayılı yasanıne 1214 sayılı yasa ile değişik 10. maddesi; "sandık kanunlarına tabi hizmet"ten ayrıldıktan sonraki emekli keseneklerini geri alanların, belirli koşullarla, bu hizmetlerini ihya edebilecekleri ve bu hizmetlerin birleştirileceğini öngörmektedir. Aynı yasanın 2. maddesi ise, "sandık" sözcüğünün, "...Kanunla kurulmuş Emekli Sandıkları" olduğunu belirlemektedir. Başka bir anlatımla, ihya edilebilecek hizmetin, Kanunla kurulmuş emekli sandıklarında geçmiş olması gerekmektedir.
Hak doğuran, açık yasa hükümlerinin yorum, ya da benzetme yolu ile genişletilerek, yasaca tanınmamış durumları dahi kapsar hale getirilmesi mümkün değildir.
Bu durumda, anılan yasa maddelerine dayanma olanağı bulunmadığı hukuki gerçeği ortadadır.
Mahkemece, bu yönler gözönünde bulundurulmaksızın, yazılı düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.