 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1977/959
K: 1979/1278
T: 05.10.1979
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2. İcra Mahkemesince davanın görevden reddine dair verilen 11.6.1976 gün ve 201-290 sayılı kararın incelenmesi davacı Sümerbank tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 21.9.1976 gün ve 7448 - 9378 sayılı ilamı ile, "Takibin dayanağı 19.9.1973 tarihli yatırım kredisi ikraz sözleşmesinin 12. maddesinin F/2 bendinde, bankanın tebliğ veya ihtara hacet kalmadan sözleşmeyi feshetmeye yetkili bulunduğu ve fesih tarihi itibariyle borç bakiyesi üzerinden ayrıca ferilerini de istemeğe hakkı bulunduğu yazılı olup davalı borçlu bu şartı kabul ve taahhüt etmiştir. Bu durumda itiraz hakkında olumlu olumsuz bir karar vermek lazımdır." gerekçesiyle bozularak dosya yerine çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davacı (Alacaklı) vekili
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki belgelere göre icra takibi taraflar arasında yapılmış 19.9.1973 tarihli yatırım kredisi ikraz sözleşmesinin 12. maddesinin F/2 bendine dayandırılmıştır. Sözleşmenin bahsi geçen hükmüne göre Sümerbank koşulları gerçekleştiğinde tebliğ veya ihtara hacet kalmadan sözleşmeyi feshetmeye, fesih tarihi itibariyle borç bakiyesi üzerinden ayrıca ferilerini de istemeğe yetkili kılınmıştır. Borçlu müşteri sözleşmenin bu şartını kabul ve taahhüt etmiştir.
İcra İflas Yasasının 538 sayılı Yasa ile değişik 150. maddesinin a/1 bendi, "İpotek bir cari hesap veya işleyecek kredi vesaire gibi bir mukavelenin teminatı olarak verilmiş ise tetkik mercii bu mukavele ve bununla ilgili sair belge ve makbuzları 68. maddedeki esaslara göre incelemek yetkisini haizdir." hükmünü getirmiştir.
Tetkik merciince yapılacak iş tarafların belgelerini inceliyerek İcra İflas Kanunununun 68. maddesine uygun olup olmadıklarını tesbit ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu bakımdan Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı Bozulmasına 5.10.1979 gününde ikinci müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.