 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1977/922
K: 1978/978
T: 22.11.1978
DAVA : Taraflar arasındaki hisse senedi satışının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 4.6.1976 gün ve 19-170 sayılı kararın incelenmesi davacı kooperatif vekili tarafından istenilmesi üzerine yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 25.11.1976 gün ve 4735-5162 sayılı ilamiyle, nama yazılı hisse senedinin devri için bir temlik beyanı veya senet arkasında tam bir cironun yapılması ve ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir.
Bu iki unsurdan birinin yokluğu halinde yapılan devir işlemi geçersiz olur. Kökleşmiş Yargıtay İçtihatları da aynı doğrultudadır. Davaya konu nama yazılı hisse senetlerinin satışı hakkında kooperatif yönetim kurulunun kararı temlik hükmünde ise de, senetler üzerinde davacının mevcut zilyetliği sona ermemiş ve alıcıya devir edilmemiş olduğuna göre, yasanın emredici hükmü karşısında hisse satışı geçersizdir. TTK.nun 559 ve 416. maddelerinde yazılı sebeplerle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden Davacı kooperatif vekili.
Hukuk Genel kurulu'nca gelen taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra Hukuk Genel Kurulu'nca dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Nama yazılı hisse senetlerinin devri için bir temlik beyanı veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Bu koşulların gerçekleşmemesi halinde yapılan devir işlemi geçersizdir. Olayda kooperatif yönetim kurulu dava konusu nama yazılı hisse senetlerinin satışına karar vermişse de, devir ve teslim keyfiyeti gerçekleşmemiştir. O halde söz konusu hisse senetlerinin satışı geçerli sayılamaz. Diğer taraftan olayda henüz hisse senedi çıkarılmamış ise de, ilmuhaber çıkarılmış olup, bu da pay senedinin yerini tutar. Böyle olunca satış için zilyetliğin devir ve teslimi şarttır. Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararını yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerle HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı yararına takdir olunan 1400 lira avukatlık parasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine 22.11.1978 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.