 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1977/851
K: 1979/291
T: 21.03.1979
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 2. İş Mahkemesince davanın kısmen red ve kısmen kabulüne dair verilen 8.3.1977 gün ve 39-138 sayılı kararın incelenmesi davacı vekil tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 13.6.1977 gün ve 7069-9200 sayılı ilamiyle (Mahkeme akdin bozulmasında zorlayıcı sebep bulunduğunu kabul ederek iş Yasası'nın 16 ve 17. maddelerinin son bentlerine göre ihbar tazminatına ait isteği red etmiştir. Bu olayda, iş sözleşmesi işveren tarafından bozulmuştur. İşverenin ileri sürdüğü sebep İş Yasası'nın 17. maddesinin 3. bendinde yazılı zorlayıcı sebeplerden değildir. Bu itibarla iş sözleşmesini ihbar öneline uymadan bozan işverenin ihbar tazminatı ödemesi gerekir) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kagıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : İş Kanunu'nun 17. maddesinin 3 sayılı bendi uyarınca "işyerinde işçiyi bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan bir zorlayıcı sebebin ortaya çıkması" halinde işveren bildirimsiz fesih hakkını kullanabilir. Aynı Yasanın 16. maddesinin 3. sayılı bendi uyarınca ise "işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa" bu takdirde işçi bildirimsiz fesih hakkını kullanabilir. Görülüyor ki zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa" bu takdirde işçi bildirimsiz fesih hakkını kullanabilir. Görülüyorki zorlayıcı sebeplerden 17. maddedeki işçiye ilişkin olup bildirimsiz fesih yetkisi işverene, 16. maddedeki işyerine ilişkin olup fesih yetkisi aittir. O halde işçiye ilişkin zorlayıcı sebep halinde işçi, işyerine ilişkin zorlayıcı sebep halinde de işveren bildirimsiz fesih yetkisini kullanamaz. Bu nedenlerle mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.3.1979 gününde oybirliğiyle karar verildi.