 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1977/774
K: 1978/371
T: 10.05.1978
DAVA : Taraflar arasındaki ceza şartından alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Onsekizinci Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.9.1976 gün ve 314/490 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 28.1.1977 gün ve 2819/140 sayılı ilamiyle Olayda cezalı süre başlangıcının tayini önemli olduğu kadar bitim gününün tesbiti de aynı derecede önemlidir. Davacının eseri kabulden kaçınamıyacağı hale ne zaman geldiği mahkemece kuşkuya yer vermiyecek biçimde tesbit olunarak cezalı süre sınırı belli edilmelidir. Davalı işi 1975 yılında bitirdiğini, teslim için davalı iş sahibine müteaddit ihbarlar yapmış ise de neticesiz kaldığını hatta üç daireyi kabul eden davacının bunları kirayabile verdiğini savunduğuna göre bu konudaki delilleri toplamak ve tanıkarı dinlemek lazımdır.
İnşa edilen eserden davacıya verilmesi öngörülen tüm bağımsız bölümlerin geç teslimi takdirinde her gün için 750 lira ceza kararlaştırılmıştır. Hal böyle olunca Davacıya kaç adet bağımsız bölüm tahsis edildiği sorulmalı ve gerçekten davalının ileri sürdüğü gibi bunlardan bir kısmı daha evvel davacıya teslim olunmuşlarsa 750 lira cezadan taksim sonucu bağımsız bölümlere isabet eden borcun bir kısmı yerine getirilmiş olması nedeniyle indirilmelidir.) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda: Mahkemeden önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden ve duruşmaisteyen davalı vekili.
Duruşma yapılması için tayin edilen 10.5.1978 çarşamba günü belli zamanda temyiz eden ve duruşma isteyen davalı vekili Avukat (T.Ö.) ile davacı vekili Avukat (M.Y.) geldiler.
Temyiz dilekçesinin süresinde verilip kaydedildiği incelenerek anlaşıldı.
Hukuk Genel Kurulunca gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin karara bağlanmasının aynı gün öğleden sonraya bırakılması uygun görüldü:
Bugün dosyadaki kağıtlar okunup gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki kağıtlara, iskan ruhsatı alınmadığı halde fiilen teslim halinde eser teslim alınan kısımlar için tamamlamış sayılacağına göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429 uncu maddesi gereğince bozulmasına 10.5.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.