 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1977/59
K: 1978/665
T: 14.06.1978
DAVA : Taraflar arasındaki kira tesbiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 14.9.1976 gün ve 461/1089 sayılı kararın incelenmesi, davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 9.11.1976 gün ve 6271/7217 sayılı ilamıyla, bilirkişi raporunda rayicin ne suretle tesbit edildiği açıklanmamıştır.
Rayiç olağan şartlar altında yapılmış kira sözleşmeleriyle kabul edilen bir karşılıktır. Belli bir çevrede muntazam ve devamlı sürelerde yapılmış kira sözleşmelerinde kira paralarının ulaştığı belli değere olağan rayiç denir. O halde olağan rayiçten söz edebilmek için bu konudaki kira paralarının uzun süreden beri oturmuş ve yerleşmiş, kiralayanlar ve kiracılar tarafından kabul edilmiş olması şarttır. Her an kira parası tesbiti davasına konu olabilecek, konut ve işyerlerine ait kira sözleşmelerinde yer alan kira paraları olağan rayiç olarak kabul edilemez. Bu suretle olağan rayici belli etmeyen emsale dayanılan kira parası tesbit edilemez.
Bilirkişilerin ilk ödevi dava konusu yapılan döneme ilişkin olağan rayici saptamaktır. Başka türlü bu rayici tesbit mümkün olmayan hallerde kira sözleşmesinin yapıldığı döneme ait olağan rayicin araştırılması ile işe başlanılmalıdır.
Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesis edilemez.
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davacı ve davalı vekilleri.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnmeyi kapsayan son hükmün süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : HUMK.nun 429. maddesi gereğince hakim Yargıtay bozma kararı üzerine tarafları çağırıp dinledikten sonra bozmaya uyulup uyulmama konusunda karar verecektir. madde metninden de anlaşılacağı gibi hakim kural olarak bozma kararına uyup uymama bakımından tarafların düşünce ve istekleriyle bağlı olmayıp bu yönden serbest davranmak ve bozma kararına karşı direnme kararı vermek yetkisini haizdir.
Diğer taraftan eğer bozma kararına karşı diyecekleri sorulan tarafların bozma kararına uyulmasını istemeleri bozma nedenleri bakımından bozma kararına uyulmasını isteyen tarafı bağlıyabilecek ve davayı karşı taraf yararına sona erdirebilecek bir nitelik taşıyorsa böyle bir durumda artık hakimin direnme kararı vermesi olanağı bulunduğundan söz edilemez. Olayda, tarafların belirtilen konudaki açıklamaları dikkate alındığında hakimin az önce değinilen hukuki esaslar uyarınca direnme kararı verebileceği benimsenemez. Bu nedenlerle, mahkemece bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi uslu ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki karda direnilmesi uslu ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özle daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA 14.6.1978 gününde oybirliği ile karar verildi.