 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1977/1-148
K: 1978/1057
T: 06.12.1978
- ESKİ ESERLER YASASI (TEMEL AMACI - MAHKEMELERCE RESEN UYGULANMASI)
- ESKİ ESERİN SAPTANMASI VE KORUNMASI
ÖZET: 1- Eski Eserler Yasasının temel amacı eski eserleri korumaktır ve geçmişe de yönelik düzenlemeler getirmiştir. Bu yasa kamu düzeni ve kamu yararını ilgilendirdiğinden mahkemelerce doğrudan doğruya dikkate alınmalıdır.
2 - Eski eser olup olmadığının saptanmasında Devlet kurullarının görüşü alınmalıdır ve tehlike gösteren eski eser için alınacak önlemler onların yok olmasına değil, varlıklarını sürdürmesine yönelik olmalıdır.
(1710 s. Eski Es. K m. 1, 3, 5, 6, 7, 8)
Taraflar arasındaki muarazanın men'i davasından dolayı yapılan yargılama sonunda (Üsküdar 3. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 10.3.1976 gün ve 975/399-976/74 sayılı kararın incelenmesi davalı Emel vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 6.9.1976 gün ve 8232-7897 sayılı ilamiyle, (...davalı tarafa ait taşınmazın korunması gereken eski eserlerden olup olmadığının merciinden sorulması, yapının eski eserlerden olduğu anlaşıldığı takdirde, bahçesinde bulunan ağaçların hangilerinin yalı ile estetik bütünlük arzettiği hususunun, bu konuda yetkili olan kimselere tetkik ettirilmesi, yetkili kişilerin öngördüğü şekilde ve zamanında gerekli işlemlerin yapılması zorunlu iken davalı taşınmazın özelliği gözönünde tutulmadan ve uyuşmazlığın çözümünde özel bilgiye sahip olmayan yüksek ziraat mühendisi olan bilirkişinin, genel nitelik taşıyan açıklamalarına dayanılarak davanın kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacılar vekili,
Hukuk Genel Kurulca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
1710 sayılı Eski Eserler Kanununun 1/1. maddesi hükmünce "tarihten önceki devirlere ait olup, bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgili bulunan yer üstünde, yer altında veya su içindeki bütün yapılara, taşınır veya taşınmaz mallara ve aynı nitelikteki her türlü belgeye eski eser denir." Aynı maddenin son fıkrası şu düzenlemeyi getirmiştir. "Korunması gerekli tabiat güzellik ve gariplikleri ile tabii ve jeolojik olayların meydana getirdiği güzel görünüşlere, asırlık ağaç ve koruluklara tabii sır (tabii anıt) denir, bunların tümü ile değerlendirilerek korunması esastır." Yasanın 3. maddesine göre "devlete ait arazi ve emlak ile, özel ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan emlak ve arazide, varlığı bilinen veyahut ilerde meydana çıkacak olan her çeşit anıtlar, bütün taşınır ve taşınmaz eski eserler devletin malıdır. Bunların kazılarda meydana çıkarılmaları, yerlerinde korunmaları, taşınan eski eserlerin müzelerde toplanmaları bu kanun hükümlerine göre yürütülür." 1710 sayılı Yasanın 5, 6, 7, 8 ve diğer maddelerindeki hükümlerle eski eserlerin korunması amacıyla temel düzenleyici kurallar getirilmiştir.
Eski Eserler Kanunu tümü itibariyle değerlendirildiğinde mahiyeti itibariyle geçmişe de yönelik düzenlemede bulunduğu ve kamu düzeni ve kamu yararını ilgilendirdiğinden resen mahkemece dikkate alınması gerektiğinin kabulü zorunludur.
Diğer taraftan şu hususun özellikle belirtilmesi gerekir : 1710 sayılı Yasanın asıl temel amacı eski eserlerin korunmasıdır. Hal böyle olunca tehlike arzeden durumlarda dahi, yasanın koruma amacı dikkate alınarak onların yok olması sonucunu doğuracak tedbirler değil, varlıklarını sürdürmeye yönelecek tedbirlerin araştırılması zorunludur.
Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, yazılı nedenlerle eski eserlerden sayılıp sayılamadığının tetkikine, sayılsa dahi yalı ile estetik bütünlük arzedip etmediği durumunun araştırılmasına lüzum olmadığı vesair gerekçelerle ve hele 1710 sayılı Yasada yazılı Devlet kurumu ve kurulları yerine yasanın amacı ile bağdaşamaz bir biçimde ziraat mühendisi bilirkişi raporuna dayanılarak önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen sebeblerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 6. 12. 1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.