 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1977/188
K: 1978/194
T: 01.03.1978
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Altındağ Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 23.1.1975 gün ve 974/562 - 975/12 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 25.12.1976 gün ve 3200 - 8185 sayılı ilamı ile, "davalı sahibi bulunduğu arsa üzerine apartman inşa ettirmiş, kendisine üç daire alıkoymuş ve kalan daireleri satması için müteahhidi vekil tayin etmiştir. Müteahhit de vekil sıfatiyle daireyi davacılara satmıştır. Satış davalı arsa sahibi adına yapılmıştır. asıl sorumlu davalıdır. Davacıların dairelerinin eksikleri nedeniyle arsa sahibi olan davalıya husumet yöneltmelerinde usule aykırılık yoktur. Davanın esasının incelenmesi icap ederken" gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacılar vekili.
Hukuk Genel Kurulu kararı:
KARAR : Davacılar, davalı C.B. aleyhine açtıkları dava ile, ayrı ayrı maliki bulundukları dokuz daireyi davalının umumi vekilinden satın aldıklarını, bir takım işlerin yapılmadığını, eksik yapıldığını iddia ile ceman 177696 liranın davalıdan alınmasına karar verilmesini istemişler, mahkemece, olayda davalı arsa sahibi C.Ş'e değil, müteahhit O.'ya husumet düşeceği gerekçesiyle dava husumet yönünden reddedilmiştir. Özel Daire, "Dosyadaki belge ve bilgilere göre davalı, müteahhit ile yaptığı sözleşme uyarınca sahibi bulunduğu arsa üzerine apartman inşa ettirmiş, kendisine üç daire alıkoymuş ve kalan daireleri satması için müteahhidi sözleşme ile vekil tayin etmiştir. Müteahhit de vekil sıfatiyle 9 daireyi davacılara satmıştır. Böylece satış davalı adına yapılmıştır. Satışın vekil aracılığıyla yapılması dava konusu zararların vekilden istenmesini gerekli kılmaz. Asıl sorumlu davalı olup davalı vekilinin vekaleti iyi bir şekilde ifa etmemesinden bir zarar söz konusu olduğu takdirde bu zararını vekilden isteyebilir. Davacıların iddia ettikleri eksikliklerin giderilmesi bakımından gerekli meblağı davalıdan istemelerinde ve onun hakkında bu davayı açmalarında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır." nedenleriyle kararı bozmuş, mahkeme direnmiştir.
Olayda vekil sıfatiyle hareket ettiği iddia olunan O.R.'nın müteahhit olarak binayı yaptığı tartışmasızdır. Her ne kadar satış sırasında davalı C. malik olarak görülmekte ise de hayatın olağan akışı içerisinde bu nevi işlemlerde yani arsa karşılığı kat yapımında arsa sahibinin müteahhide karşı bir güvence olarak tapuda malik sıfatını sürdürdüğü ve müteahhide düşen katların satışının da zorunlu olarak vekaleten yapıldığı başka bir anlatımla müteahhidin, arsa sahibi ile anlaşma sonucu kendisine düşmesi icap eden dairelerin üçüncü kişilere geçerli bir biçimde intikalini sağlamak için arsa sahibinin vekili olarak hareket ettiği bir gerçektir. Her ne kadar bu maddi durum arsa sahibi ile müteahhit arasında gerçekleşmekte ise de hayatın olağan akışı içerisinde kat satın alanlar bu durumu bilmektedirler. Dosyada örneği ibraz olunan müteahhit O.R. vekili tarafından C.B. vekiline çekilen ihtarnamenin 2 sayılı bendinde de aynen, "Size ihtarname gönderenler tarafından daha evvel müvekkilime de ihtarname göndermiş ve bazı iddialar ileri sürmüşlerdir..." (3) sayılı bende de, "Daireyi satan müvekkilimdir. Siz ancak kendi darileriniz için hak iddiasında bulunmak yetkisindesiniz. Müvekkilimden daire alanlar sizde bir hakları bulunmadığı gibi inşaatın müteahhidi müvekkilim olması sebebiyle iddiaların müvekkilime dermeyanı gerekir." Dosyadaki yazılardan davacıların, hayatın olağan akışına uygun düşmeyen bir durum karşısında bulundukları anlaşılmamaktadır. Şu halde husumetin müteahhide düşeceği yolundaki mahkeme görüşü isabetlidir. Bütün bunlar bir tarafa, katlar tamamen bitirilmeden davacılara satış yapıldığına göre, arsa sahibinin vekili olarak görünen fakat gerçektüe binayı yapan müteahhit ile davacılar arasında yasaca herhangi bir şekle tabi tutulmamış olan eser sözleşmesi gerçekleşmiştir. Bu nedenle husumet müteahhite düşer. O halde usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanmasına 1 ve 2. görüşmelerde yeter çoğunluk sağlanamadığından 1.3.19778 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.