 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1977/11-952
K: 1979/103
T: 7.2.1979
- SENET İPTALİ ( Yeni Standardı Belirleyen Kararname )
- YENİ STANDARDI BELİRLEYEN KARARNAME ( Eski Sözleşmenin Geçerliliğini Yitirmesi )
- ESKİ SÖZLEŞMENİN GEÇERLİLİĞİNİ YİTİRMESİ (Yeni Standardı Belirleyen Kararname İle )
- CEZAİ KOŞULDA İSTENEMEMESİ ( Sözleşmenin Geçerliliğini Yitirmemesi )
818/m.19,20,106
DAVA : Taraflar arasındaki senet iptali ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ( Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesi )nce davanın kabulüne dair verilen 5.5.1976 gün ve 973/172-976/201 sayılı kararın incelenmesi davacı şirket vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 31.12.1976 gün ve 4666-5737 sayılı ilamiyle ( .. Davacı tarafın dayandığı 21.5.1971 tarihli sözleşmede teslimi gereken tuğlaların ebadı ve teslim tarihleri gösterilmiştir. Buna göre ilk teslim Aralık 1971 ve Mart 1972 ayları arasında yapılacaktır.
Şu hale göre yeni standardın saptandığı kararnamenin yürürlüğe girdiği 28.9.1971 tarihinden sona teslimat başlayacaktır. Bu durum Türk Standartları Enstitüsü Kuruluş Yasasının 2. maddesinin ( c ) bendi ile 1705 sayılı Yasanın 1 ve 2. maddelerinin amir hükümleri muvacehesinde mukavelenin BK.nun 19/2 ve 20/1 maddeleri gereğince batıl olduğunun kabulü gerekir.
Batıl bir mukaveleye dayanılarak borcun ifası istenemiyeceği gibi, butlan ile malul bir sözleşmeye, karşı tarafın iyi niyetli olması geçerlik kazandırmaz. Borçlunun yeni standarda ilişkin kararnamenin yürürlüğe girmesinden sonra teslimatta bulunması da butlanı ortadan kaldırmaz. Bu durumda, batıl bir akte dayanılamıyacağından, o aktin fer'i olan cezai şartda söz konusu olamaz ve istenemez. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı şirket vekili.
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki kağıtlara dayandığı gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı HUMk.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı yararına takdir olunan 1400 lira avukatlık parasının davacıdan alınıp davalıya verilmesine ilk görüşmede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 7.2.1979 gününde ikinci görüşmede yarıdan bir fazlayı geçen çoğunlukla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı şirket 250.000 ceza koşulu ile 150.000 bononun iptali ve borcu olmadığının tesbitini istemiştir. Davanın açılış biçimine göre, davacı BK'nun 106. maddesi uyarınca sözleşmeden dönme hakkını kullandığının kabulü gerekir.
Dava konusu olayda ifaya eklenen ceza koşulu söz konusudur. Böyle bir durumda ifaya eklenen ceza koşulunun istenebilmesi sözleşmenin ayakta bulunmasına eş deyişle yürürlükte olmasına bağlıdır. Eğer sözleşmeden dönme yetkisi yeğlenip kullanılırsa borç ilişkisi geçmişse etkili olarak ortadan kalkar. Davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle ifaya eklenen ceza koşulunu isteyemez. Bu nedenle yerel mahkemece, ceza koşulunun ödetilmesi isteminin reddine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan duruma göre yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşündeyim.