 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1977/547
K: 1977/36
T: 31.01.1977
DAVA : 6085 sayılı Kanuna muhalefetten sanık (İ) hakkında yapılan yargılama sonunda bu kanunun 58/B maddesi ile 10 gün hafif hapis ve 300 lira hafif para cezası ile mahkumiyetine ilişkin hükmü, Özel Daire; Sair itirazları yerinde görmeyerek, ancak; sanığın traktör ehliyetnamesi ile minibüs kullandığı anlaşılmış olup, bu hususun sanık lehine takdiri azaltıcı sebep olarak kabulü hak ve nesafet kurallarına uygun düşeceği halde, sanık hakkında TCK.'nun 59. maddesinin uygulanmamasını, yasaya aykırı bularak bozmuş, mahkeme ise bu defa ileri sürdüğü bazı gerekçelerle evvelki kararında direnmiştir.
1 - Yasal indirici nedenlerden ayrı olarak mahkemece her ne zaman fail lehine cezayı hafifletici takdiri sebepler kabul edilirse, olay hakkında TCK.'nun 59. maddesi uygulanabilecektir.
Görülüyor ki; yasa koyucu, uygulamada bu maddeyi tamamen Hakimin takdirine bırakmış, takdiri hafifletici nedenleri sayıp göstermemiştir. Denetlenmesinde kanunun bir hükmü yanlış uygulanmadıkça, örneğin yasal bir indirme nedeninin TCK.'nun 59. maddesinin uygulanmasına esas alınması gibi bir hata yapılmadıkça, Yargıtay'ca bozma nedeni yapılmayacaktır.
Ancak bu kuralın da bir sınırı vardır ve bazı hallerde, oluşa ve sanığın kişiliğine nazaran uygulanıp uygulanmayacağının hiç olmazsa karar yerinde tartışılması gerekir ve yine takdiren cezanın asgari hadden ayrılınarak tertiplenmiş olması da TCK.'nun 59. maddesinin tatbikini engelleyici bir neden olamaz. Bu konularda Yargıtay çoğu kez "uyarı" mahiyetinde bozmalar yapmaktadır ve yerleşen uygulama da böyledir.
İncelenen dosyada ise mahkemece ilk kararda TCK.'nun 59. maddesinin sanık lehine tatbiki lazım gelip gelmediği hakkında örneğin hiç olmazsa karar yerinde tartışılması gerekir ve yine takdiren cezanın asgari hadden ayrılınarak tertiplenmiş olması da TCK.'nun 59. maddesinin tatbikini engelleyici bir neden olamaz. Bu konularda Yargıtay çoğu kez "uyarı" mahiyetinde bozmalar yapmaktadır ve yerleşen uygulama da böyledir.
İncelenen dosyada ise mahkemece ilk kararda TCK.'nun 59. maddesinin sanık lehine tatbiki lazım gelip gelmediği hakkında örneğin hiç olmazsa traktör ehliyetinin bulunuşunun tamamen ehliyetsiz sanık hakkında bu yönden bir indirme nedeni teşkil edip etmeyeceği hususunda bir tartışma yapılmamış ise de; direnme kararında gerekçeleri yanlış bir uygulamaya yer vermeyecek şekilde tartışılarak bu eksikliğin giderildiği görülmüştür.
Bu itibarla sanığın temyiz itirazlarının reddiyle son açıklamalara göre usule ve yasaya uygun olan direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
2 - Çoğunluğa karşı olan görüş ise; elinde traktör gibi sevk ve idaresi zor bir aracın kullanma ehliyeti olan bir kimsenin, ehliyetsiz minibüs idare ederken hiç ehliyeti olmayan bir kimse yanında himayeye layık olacağı açık bulunduğundan ve esasen TCK.'nun 59. maddesinin böyle bir halde kullanılması sanığa suç işleme için bir yetki verme anlamına da gelemeyeceğinden, bu maddenin tatbiki Hakimin takdirine bırakılmışsa da, denetlenmesi de Yargıtay'a ait olacağından uygulamalar da şimdiye kadar bu yolda bulunduğundan, mahkemenin özel daire bozma ilamına uyarak doğrultusunda bir karar verilmesi yolundadır.