 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1977/494
K: 1978/37
T: 06.02.1978
DAVA : Zina suçundan sanıklar (C) ve (M)nin hükümlülüğüne dair Kemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 10.3.1977 gün ve 1977/10-18 sayılı hüküm sanıkların temyizleri üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 29.9.1977 gün ve 1977/168-133 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş ve koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C.Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 20.12.1977 gün ve 5/3715 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Zina suçundan sanıklar (C) ve (M)nin TCK.nun 442, 80, 59. maddeleri uyarınca mahkumiyetine ilişkin hükmü Özel Daire her iki sanık iki senedenberi karı koca gibi yaşayıp zina ettiklerini bir de çocukları bulunduğunu ve bu durumlarını da müştekinin bildiğini savunmuş olmalarına ve müştekinin de karşıt bir iddiada bulunmamasına göre, bu savunma üzerinde durularak ve suç tarihi tesbit olunarak şikayetin TCK.nun 108. maddesinde ön görülen 6 aylık süre içerisinde yapılıp yapılmadığı araştırılmadan eksik soruşturma ile hükme varılması isabetsizliğinden bozmuş; mahkeme ise : (... İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmakla zina suçunun inkitaa uğradığı şikayetin süresinde yapılmamasından dolayı bu mahkemece TCK.nun 108. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine karar verildiği, bu kararın 28.6.1976 tarihinde kesinleşmesinden sonraki zina suçunun müstakil bir suç olduğunu ve müştekinin 6 aylık süre içinde şikayet hakkını kullandığını bu nedenle ayrıca araştırma yapmaya gerek bulunmadığını vs..) ileri sürerek önceki hükümde direnmiştir.
Sanıklar 2 senedenberi karı koca gibi yaşayıp zina ettiklerini bir çocukları bulunduğunu ve bu durumlarını müştekinin bildiğini savundukları; müştekinin de karşıt bir iddia da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosyaya ve içindeki belgelere göre; müştekinin 30.9.1975 günlü şikayet dilekçesi üzerine sanıklar hakkında zina suçundan İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmış, suç tarihi 15.10.1975 olarak belirlenmiştir. Sözü edilen mahkemece 21.6.1976 gün ve 1976/270-468 sayı ile müştekinin zina fiiline 30.9.1975 günlü şikayet dilekçesinden takriben bir sene kadar evvel muttalı olduğu duruşmadaki beyanı ile anlaşıldığından şikayetin 6 aylık sürenin geçmesinden sonra yapılması nedeniyle CMUK.nun 253. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ve bu karar ve suç tarihini 1976 yılı belirleyen şikayet dilekçesi üzerine görülmekte olan bu davanın açıldığı ve mahkemece, şikayetin süresinde yapılmış olduğu kabul edilerek sanıkların yazılı olduğu biçimde mahkumiyetlerine karar verildiği ve kararın yukarıda açıklandığı üzere özel dairece bozulduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık, İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen ve şikayetin süresi geçtikten sonra yapıldığından bahsiyle davanın düşürülmesine dair kararının hukuki inkita meydana getirip getirmeyeceği konusunda toplanmaktadır.
Filhakika, kural olarak kesinleşen mahkeme kararları mütemadi (Kesiksiz) suçlarda hukuki inkita meydana getirirler. Zira, bu gibi suçlarda kasdın ve dolayısıyla suçun yenilendiğini kabul etmek için, bu sürüp gitmeye karşı uyarıcı bir etkinin meydana gelmesi ve bu etkinin suç işleyenlerce hiçe sayılarak suçun işlenmesinden vazgeçilmemesi gerekir. Ancak, mütemadi (Kesiksiz) zina fiili dolayısıyla şikayet için 6 aylık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın düşürülmesine dair verilen kararın hukuki inkita meydana getireceği kabul edilerek, bu kararın kesinleşmesinden itibaren 6 ay içinde yapılacak bir şikayetin geçerli sayılması, kamu düzeni bakımından sanık yararına konmuş olan TCK.nun 108. maddesi hükmünün sanık aleyhine uygulanması demektir. Aksi düşünceyi kabul etmek, dava açma süresi geçirilmiş olan mütemadi (Kesiksiz) zina suçlarında faillerin cezalandırılamıyacağını tescil eden mahkeme kararına rağmen sanıkların durumunda fiili veya hukuki bakımdan hiçbir değişiklikte olmadığı halde cezalandırmaya sebep olacaktır.
Bu bakımdan şikayete bağlı mütemadi ve müteselsil suçlarda, hak düşürücü sürenin geçirildiğinden bahsiyle verilen düşme kararlarının bu karardan sonra da ilk zina fiilinin aralıksız devamı halinde hukuki inkita kabul edilmemesi gerekir.
Bu itibarla sanıkların temyiz itirazlarının kabulüne ve direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme hükmünün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ve özel dairece gösterilen gerekçe ile BOZULMASINA, depo paralarının geri verilmesine 6.2.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.