 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1977/224
K: 1977/251
T: 30.05.1977
DAVA : Zorla ırza geçmekten sanık (M)nin TCK'nun 456/4 maddesiyle mahkumiyetine ilişkin hükmü, özel daire (Sanığa iftira etmesi için esaslı bir sebep bulunmayan evli ve 5 çocuk annesi olan mağdure (K) olayı müteakip başvurduğu jandarmaya sanığın zorla ırzına geçmeye kalkıştığını, C. Savcısı tarafından alınan ifadesinde ilk ve son soruşturmasındaki beyanlarında ise; sanığın zorla ırzına geçtiğini bildirmiş ve C. Savcısına verdiği 22/7/1975 günlü ifadesinde (... Ben karakola gittiğimde sanık ırzıma geçtiği halde bunun utancı ve köyümde bana kötü gözle bakabileceklerini düşünerek sanığın ırzına geçmek için teşebbüste bulunduğunu... söylemiştim. Ancak şuçun vehametini idrak etmemem nedeniyle savcılığınızca 16/7/1975 tarihinde hadiseyi cereyan ettiği gibi anlattım...) şeklinde açıklamada bulunmuş olduğu anlaşılmaktadır. Sanık safahadteki bütün savunmalarında olayı külliyen inkar etmiş ve 15/7/1975 günlü ifadesinde "(K) ile komşuyuz, aramızda hiç bir geçimsizlik yoktur" demiştir. Sanığın soruşturma safhalarında değişik şekillerde "çalı sıyrığı olarak" belirttiği sağ ve sol yüzünde, boynunda ve sol kulak kepçesi üzerindeki lezyonların iddiada belirtildiği gibi tırnakla ve mücadele esnasında husule geldiğini rapor ve Adli Tıp mütalaası ile tevdi edilmesi ve olayın görgü tanığı olmamakla beraber mağdurenin, olaydan hemen sonra başından geçeni tanıklar (H), oğlu (B), (T) ve (Ç) ye anlatması, tanıkların da mağdurenin perişan halini ve elbiselerinin yırtılmış durumunu görmeleri ve mağdurenin hemen karakola müracaat ettirilmesi ve karakola celbedilen sanığın karakol nezaretinden kaçması ve yukarıda belirtildiği gibi mağdurenin ilk ifadesindeki farkı da akla uygun bir şekilde izah etmesi gibi delil ve vak'alar karşısında eylemin lehte bir kabul ile ırza geçmeye teşebbüs niteliğinde bulunduğu gözetilmeksizin sanığın savunmalarında hiç bir şekilde ileri sürülmeyen adiyen müessir fiil olarak tavsif olunması) isabetsizliğinden bozmuş; mahkeme ise bazı gerekçelerle evvelki hükümde direnmiştir.
Toplanan delillere, dosya kapsamına, raporlara ve bilhassa sanığa iftira etmesi için esaslı bir sebep bulunmayan mağdurenin temelde değişmeyen aşamadaki bildirilerine göre, özel daire ilamında belirtilen bozma nedenleri yasaya uygun bulunmaktadır.
Bu itibarla yerinde görülmeyen direnme hükmünün katılan vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme hükmünün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine, 30/5/1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.