 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1977/2449
K: 1977/5742
T: 08.06.1977
DAVA :(A), (H) vekili ile malmüdürlüğü ve belediye başkanlığı ve müdahiller (H.G.) (F) vekili aralarındaki tescil davasının yapılan yargılaması sonuda : Dava konusu taşınmazlardan 2327 metre kare miktarındaki bahçenin tamamının (A) ve (T) adların tapuya tesçiline dava dilekçesinin 4 sıra numarasında yazılı taşınmazın tescil isteğinin feragat nedeniyle reddine ve keza müdahillerin iddialarınında reddine dair (Darende Asliye Hukuk hakimliği)nden verilen 30.12.1976 gün ve 288/226 sayılı hükmün süresinde yargıtayca incelenmesi müdahil (H.G.) vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü :
KARAR : Müdahil ve muteriz davacı (H.G.) 28.3.1973 tarihli dilekçcesinde temyiz konusu Uluversa mevkiindeki taşınmazın Teşrinsani/297 tarih ve 29 numarada tapuda kayıtlı bulunduğunu iddia ile davacının davasını reddini istemiştir. İncelenen tapu kayıtları ve tedavüllerine göre; muteriz adına 7.12.1971 tarih 41 numara ile tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın 2.8.1972 tarihinde muterizin satışından üçüncü şahıs durumunda olan (M) ye intikal ettiği ve halen bu şahıs adına kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu suretle müdahalin davaya katıldığı tarihte dayandığı tapu kaydının üçüncü mümeyyizini davad sıfatı bulunmadığından kendisine ait olmıyan bu tapu kaydına dayanarak istekte bulunamaz. Muterizin taşınmazda tasarruf yetkisi mevcut olmaması ve sonuç olarak malik sıfatı kalmaması nedeni ile itiraz davasının ve temyiz isteğini incelenmesine olanak yoktur. Davanın tescil davacı niteliğinde olması olayda bir özellik arzetmez. Ve bu nedenle sıfatı bulunmıyan muterizin itirazı üzerine taşınmazın bu tapu kapsamına girip girmediği konusunda re'sen inceleme yapılmasını da gerektirmez. İtiraz yetkisi yeni malike aittir. Bu nedenle yerinde olmıyan temyiz isteğinin reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve onama harcının temyiz edenden alınmasına 8.6.1977 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Çoğunlukla verilen karara şu nedenlerle katılma imkanı görülememiştir.
1 - İtiraz davacısı veya asli müdahil (H.G.) nin itirazı yalnız Sandık Kaya Mahallesi Uluvaran Mevkiinde olup murisi (M) adına teşrinsani 1297 tarih ve 41 numaralı kayıtla tapulu bulunan taşınmaza münhasır değil, kararın hüküm fıkrasında 3 numara ile gösterilen taşınmazada şamildir. Bu itibarla tapulu bulunan parçanın davaya müdahale tarihinden önce kayden başkasına satılmış olması diğer tapusuz taşınmaz hakkındaki hükmü temyiz etmesine engel değildir.
2 - Uluvaran Mevkiindeki tapulu taşınmazı tapu kaydile (M) ye satmış olması bu taşınmazın davacı (A) ve (H) adlarına tescili davasına itiraz etmesine (asli müdahalede bulunmasına) mani değildir. Zira taşınmazın davacılar adına tescili, alıcı (M) ye zarar verir veya masraf açar o da malı olmadığı halde kendisine satmış olan itiraz davacıdı (H.G.) aleyhine çeşitli davalara açabilir. Bu nedenle (H.G.) nin işbu tescil davasına itiraz davacısı veya asli müdahil sıfatile katılmasında ve tesis edilen hükmü temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. Usulün 53 üncü maddesinin ruhu da bunu teyit etmektedir. (H.G.) bir tarafa iltihak etmiş durumda olmadığından tek başına hükmü temyiz edemiyeceğide ileri sürülemez.
3 - Daha önemli bir sebepte davaya asli müdahil olarak kabuluna karar verilen bir kişinin mahkemece re'sen gözönüne alınması gereken bir hususdan ötürü hükmü temyiz edebilmesidir. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mükerrer olarak yeniden kayıt edilmemesi kamu düzeni ile ilgilidir. Tapu kaydı ayni hakka sübut vasıtası olmaktan başka tesisi ile de ilgili bir unsurdur. Bir taşınmazın mükerrer kayıtlarla bir çok kişiler adına tescili o kişiler arasında uyuşmazlık doğmasına, sebep olur. Bunun sonucu olarakta toplumun sükun ve huzurunu bozar, kamu düzeni sarsılır. Özel hukuku mülkiyete dayalı bir memlekette tapulama düzeninin kamuyu ilgilendirmediği, bundaki aksaklıkların kamuyu tedirgin etmiyeceği kabul edilmez. M.K. nun 917 nci maddesile kabul edilen sorumluluk ta bu esasa dayanmaktadır. Bu itibarla hakim tescili istenen taşınmazın başkası adına tescil edilmiş olmadığını aramak zorundadır. Davacıda bu niteliği isbata mecburdur. Şu halde itiraz davacısı veya asli müdahil sıfatını mahkeme kararile kazanmış bir kimsenin bu noktadan hükmü temyiz edebilmesi ve merci'ince bu hususun incelenmesi doğaldır.
4 - Karar çelişkilidir. Bir yandan itiraz davacısının hükmü temyiz edemiyeceği, bu nedenle esasın incelenemiyeceği kesinlikle kabul edilmekte, diğer yandan (hükmün onanmasına) karar verilmekredir. Eğer itiraz davacısının temyize yetkisi yoksa temyiz dilekçesi red edilmelidir. Hükmün onanmasile temyiz dilekçesinin reddi başka başka sonuçlar doğurur. Örneğin; onama halinde kamu yararına bozma yoluna gidilemez. Temyiz dilekçesinin reddi halinde hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşebileceğinden usulün 427 nci maddesi gereğince kanun yararına bozma yoluna gidilebilir. Bu bakımdan karardaki çelişki hukuki sakıncalar yaratır, buna yer verilmemelidir.
Bu nedenlerle çoğunlukla verilen karar karşı oydayız.
Baş.V Üye
(M.Y.) (A.S.)