 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1977/11238
K: 1978/1799
T: 17.02.1978
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan davadan dolayı verilen kararın onanmasını mutazammın daireden sadır olan 4.3.1977 gün ve 1976/13514-1977/2593 sayılı ilamın teshihi karar yoluyla incelenmesi Saim ve müşterekleri tarafından müddetinde istenilmekle tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, iş incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama mahkemesinde görülüp, hükme bağlanan ve temyiz yoluna başvurulmaksızın kesinleşen dava konusu parsellerden 193, 322, 351 parsel sayılı tanınmazlar hakkında aynı dava içinde ayrı ayrı nitelikte kesinleşmiş iki karar bulunduğu ileri sürülerek son hükmün kaldırılması isteğiyle yargılamanın iadesi talebinde bulunulmuş, mahkemece usulün 445. maddesi hükmünün unsurları bulunmadığı gerekçesiyle red edilmiş ve istek sahibinin temyizi üzerine hüküm dairece onanmıştır. Bu kez yargılamanın iadesi isteğinde bulunanlar karar düzeltme yoluna başvurmuşlardır.
Olayda nizalı ve yargılamanın iadesine konu edilen 193, 322 351 sayılı parseler hakkında mahkemece, Sakarya Tapulama Mahkemesi'nin 6.4.1977 gün ve 1967/387 karar sayılı hükmünde Ayşe payından yada diğer payın aynen tesbitiveçhile Saim adına tesciline şeklinde hüküm oluşturulmuş ve bu hüküm kısmen temyiz edilmemekle kısmen de temyiz edenlerin temyiz istekleri red edilmekle Saim yönünden kesinleşmiştir. Bu konuda da taraflar arasında bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Ayşe mirasçıları yönünden ve onların payları hakkında temyiz üzerine hüküm tapu dışı satışlar yönünden bozulmuş, mahkemece, bozma çerçevesinde duruma açılıp, inceleme yapılarak, Ayşe payı yönünden hüküm oluşturulmak gerekirken her hangi bir neden bulunmadığı halde mahkemece önceki hükümde kesinleşen Saim payı hakkında dahi Sami payı da, Ayşe mirasçılarına aitmiş gibi yeniden hüküm oluşturulmuş ve bu hükümde kesinleşmiştir. Bu durumda aynı dava içinde kesinleşmiş iki hüküm bir birine aykırı olarak ortaya çıkmıştır. Tapulama Kanununun 58. maddesi hükmünce tapulama davalarında dahi uygulanması gereken Usulün 445. maddesinin 10. bendinde (iki tarafında sebebi müddehit bir dava hakkında sadır olan ilama muğayir yeni bir ilam suduruna sebeb olabilecek bir madde yokken yine o mahkeme veya bir mahkeme tarafından evvelki ilamın hükmü hilafında bir hüküm ve karar verilmiş olup da her iki ilamın katiyet kesbetmesi) yargılamanın iadesi nedeni olarak kabul edilmiştir. Sözü edilen maddeki öğeler bu dava da aynen gerçeklemiştir. İlamların aynı dava içinde olması sözü edilen bent hükmünü uyglanmasını engellemez. Aksi doğrultuda bir düşünce maddenin metnine ve kanun koyucunun amacına aykırı düşer. Madde metninde ilamların ayrı ayır davalar sonunda verilmesi koşulu yer almamıştır. Bu nedenlerle mahkemece, yargılamanın iadesi isteğinin kabul edilmesi gerekliyken yazılı şeklide redde hükmedilmesi isabetsiz ve hükmün bozulmasını gerektirmiş olduğu halde dairece onandığı görüdüğünden bu yöne ilişkin karar düzletme isteğinin kabulü ile hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 17.2.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.