Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1977/852
K: 1977/1327
T: 12.04.1977
DAVA : Kanuni azaltıcı sebebin vücuduyla birlikte öldürme kasdı olmaksızın müessir fiil neticesi jandarma Karakolu Komutanı Başçavuş (Ş)nin müstakil faili belli olmayacak şekilde ölümüne sebebiyet vermekten sanıklar (M) ve (A) nın TCK.nun 449. maddesi delaletiyle 452/1, 463, 51/1, 31, 33. maddeleri gereğince dokuzar sene ağır hapislerine ve sürekli olarak kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına ve cezaları zarfında kanuni kısıtlılık halinde bulundurulmalarına ilişkin ALTINDAĞ 2. Ağır Ceza Mahkemesinden bozma üzerine verilen 2.11.1976 gün ve 152/197 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş, koşulu yerine getirilmiş olduğundan dava dosyası, Cumhuriyet Başsavcılğından tebliğname ile dairemize gönderilmekle yapılan inceleme sonunda aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : Sanık (M) ile (A) hakkındaki yerel mahkemece kurulan hükümde her iki sanığın maktul Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş (Ş) yi görevini ifa etmesinden ötürü öldürdükleri kabul edilerek, TCK.nun 449/2 ve 51/1. maddelerine göre 24 er sene ağır hapis ve fer'i cezalara çarptırıldıkları dosyanın temyizen ve bu iki sanıktan (A) hakkında duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda : Sanıklardan (M) ve (A) nın maktulün sığındığı (Y)nin evine girerek haklarındaki hüküm onanan diğer sanıklarla birlikte, taş yada yumruk ile maktule vurdukları bu darbelerden hangisi tarafından yapıldığı saptanamayan başa isabet etmiş olan iki darbe sonucu kafa kemiklerinde kırık ve çatlak oluşturmayan ve fakat beyin kanamasına yol açan bu travmalarla ölümün meydana geldiği, şahadet ve ölü muayene tutanağı içeriğinden anlaşıldığına göre sanık (M) ve (A) nın hareketleri müessir fiil kasdı ile yapılan darbelerden ibaret bulunduğu ve ölümü oluşturan darbelerin hangi sanık tarafından yapıldığı da tesbit edilemediği gözönünde tutularak haklarında TCK.nun 452/1 ve 463. ile uygulama gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılmasının yasaya aykırılığı noktasından hüküm bozulmuş mahkeme de bu bozmaya oybirliğiyle uyulduktan sonra sanıklar hakkında TCK.nun 449/2 aracılığıyla 452/1 ile yapılan uygulamada maktulün Güvenlik Kuvvetlerinin amiri bulunduğu halde sanıklar tarafından taş yağmuruna tutulması, sanıkların tecavüzünden kurtulmak için o civarda bulunan bir eve sığınan oraya da gelen sanıkların toplu olarak hep birlikte maktulü taş ve yumruk darbeleriyle döverek öldürdükleri, bu halin o yerde kamu düzenini önemli şekilde etkiler nitelikte bulunduğu görülen fiilllerini işleniş tarzı şiddet sebebi olarak kabul edilip cezanın aşağı had üzerinde tayin edildiği açıklanmış ayrıca yasal hiçbir gerekçe gösterilmeden sanıklara aşağı düzeyde ceza verilmesi halinde mütenebbih olmayacakları hakkında bir konu ileri sürülerek TCK.un 452/1. maddede ile sanıkların cezası 8 er sene artırılmak suretiyle 18 er sene ağır hapis cezası uygulandıktan sonra TCK.nun 463. madde ile yapılan indirmede de cezanın yarı nisbetinde indirilmeyip hiç bir yasal neden ileri sürülmeden 1/3 oranında indirme yapıldığı görülmüştür.
Gerçi cezanın kanunda yazılı aşağı ve yukarı sınırları arasında tayini mahkemelerin yetkileri içinde bulunduğu tartışılamayacak bir konu ise, gerek Anayasamızın emredici hükmü, gerekse Ceza Yargılamaları Usulü Yasasının 32. maddesi her türlü kararların yasal bir gerekçeye dayandırılmasının zorunluluğunu belirttiği gibi, aynı usul yasasının 260. maddesi de ceza miktarına etkili olan olay ve nedenlerin karar yerinde açıklanmasını da emretmiş bulunmaktadır.
Cezanın aşağı had ile yukarı had arasındaki bir miktar üzerinde tayin edilmesi ise cezanın şahsileştirilmesi ilkesine dayanmakta olmasına göre bu ceza miktarının tayinine alınacak dayanak sanık ya da sanıkların kişiliğine bağlı olması gerekir. Yerel Mahkeme ise ceza aşağı sınırından 8 er sene artırırken sadece maktulün kişiliğini gözönünde tutmuştur. Bu hal ise TCK.nun 449/2 aracılığı ile 452/1 uygulanırken yasa tarafından dikkate alınarak cezanın arttırılmasına neden yapılmıştır. Kanunun artırma sebebi yaptığı yasal bir sebebi ayrıca takdiri bir artırma sebebi yapmaya olanak yoktur.
Mahkeme bu gerekçenin dışında aşağı düzeyde verilecek cezadan sanıkların mütenebbih olmayacakları kanısını da ileri sürmüş isede, kurula bu kanıyı veren yasal gerekçeler gösterilmemiştir. Kaldı ki ölüm dahil bütün olaylara olay sırasında sarhoş olan keyfi ve kanunsuz hareketleri sonucu bu olaylara sebebiyet verdiği mahkemecede kabul edildiği cihetle sanıklar hakkında verilen mahkemece de kabul edildiği cihetle sanıklar hakkında verilen cezalardan TCK.nun 51/1 ile indirme de yapılmış, bozmadan önceki karardaki bu uygulamaya dairemizce dokunulmamıştır.
Hele asli failin belli bulunmaması nedeni ile TCK.nun 463. maddesinin uygulanması gerektiği hakkındaki bozmaya uyulduktan sonra bu madde uygulanırken yapılan uygulama sırasında hiçbir yasal gerekçe gösterilmeden 1/2 oranı yerine 1/3 oranı ile indirme yapılmış olması da yukarıda açıklanan Anayasa ve usul yasalarına aykırı düşmüş bulunmaktadır. Bu nedenlerle ;
1 - Cezanın şahsileştirilmesi sırasında sanıklara bağlı olmayan nedenlerle esasen yasanın arttırma sebebi saydığı bazı sebepler ileri sürülerek cezanın aşağı sınır üzerinde saptanması,
2 - Aşağı sınırda verilecek ceza ile sanıkların mütenebbih olmayacakları hakkındaki kanunun yasal dayanaklarının açıklanmış olması,
3 - TCK.nun 463. madde uygulanırken cezanın 1/2 oranında indirilmeyen 1/3 oranında indirmiş olmasının yasal ve inandırıcı sebeplerinin karar yerinde açıklanmamış olması,
SONUÇ : Yasaya aykırı sanıkların temyiz dilekçelerinde, bunlardan sanık (A.G.) müdafiilerinin duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdükleri temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden toplanıp karar yerinde açıklanan elverişli delillere göre sair itirazlarının ve tebliğnamedeki onama isteğinin reddiyle her iki sanık hakkındaki hükmün yukarıdaki nedenlerle CYUK. nun 307, 308, ve 321. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, depo paralarının geri verilmesine 12.4.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini