 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1977/3511
K: 1977/3575
T: 29.11.1977
DAVA : Hüseyin Şahin'i kasten öldürmeye tam derecede teşebbüsten sanık Ünal Şahin, Nasuh Şahin'i kasten öldürmeye tam derecede teşebbüsten sanık Mevlüt Şahin, Sadullah Şahin ile Nasuh Şahin'i aynı sebep ve kasıt altında öldürmekten sanık Hüseyin Şahin, işbu kavgada korkutmak maksadiyle silah teşhir etmekten sanık Hacı Ali Şahin ve Ünal Şahin'i babası Hüseyin Şahin'in nefsine vaki silahlı saldırısını defetmek maksadiyle öldürmeye teşebbüsten Hüseyin oğlu sanık Satılmış Şahin ve ayrıca izinsiz silah taşımaktan yukarıda adları geçen sanıklar Ünal Şahin, Mevlüt Şahin, Hüseyin Şahin ve Satılmış Şahin bozma üzerine yapılan yargılanmaları sonunda : Hükümlülüklerine ve sanık Mevlüt Şahin'in Sadullah Şahin'i öldürmekten beraatine ilişkin (Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 19.9.1977 gün ve 217/257 sayılı hükmün silah taşımadan maada kısmının müdahiller Mehmet Şahin, Satı Şahin, Sadullah oğlu Satılmış Şahin ve kendilerine ilişkin mahkumiyet kısmının sanıklar Ünal Şahin, Hüseyin Şahin ve Mevlüt Şahin taraflarından duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi istenilmiş, şartı yerine getirilmiş ve sanık Hüseyin Şahin'e ait hükmün öldürme ciheti re'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle karardaki açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi .
KARAR : 1 - Dilekçe kapsamında sanıkların duruşma isteği mevcut olmamasına göre dilekçe dışında duruşma isteklidir ibaresinin yazılması bu isteği göstermediğinden sanıklar hakkında inceleme duruşmasız yapılmıştır.
2 - Yetkileri bulunmayan müdahillerin duruşma isteklerinin tebliğname gibi reddine,
3 - Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklardan Hüseyin, Ünal ve Mevlüt'ün silah taşıma, Ünal'ın Hüseyin'i öldürmeye teşebbüs, Ali Şahin'in kavgada silah çekmek suçları ile sanık Hüseyin ile Mevlüt'ün diğer suçlarının sübutu kabul, Hüseyin ve Mevlüt'ün atılan öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçları dışında diğerlerinin suçlarının olay niteliğine ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık Satılmış'ın Ünal'a karşı olan eyleminde yasal savunma koşulları içinde hareket ettiğinin kabulüne bir aykırılık görülmemiş, bozmaya uyularak gereği yerine getirilmiş, sanık Mevlüt hakkında Sadullah'ı öldürmekten dolayı açılan davada elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı mahkemece gerekçeleri de gösterilmek suretiyle kabul ve takdir edilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde aşağıdaki bozma sebepleri dışında başka bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklardan Ünal Şahin ile müdahillerin bir sebebe dayanmayan, diğer sanıklar Hüseyin ile Mevlüt'ün olayda yasal savunma yada zorunluluk sınırının aşılması halleri bulunduğuna ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanık Hüseyin, Ünal, Mevlüt'ün silah taşıma suçlarının hükümlülükleri ile Satılmış'ın Ünal'ı öldürmeye teşebbüs suçu yasal savunma halinde görüldüğünden beraatine, Hacı Ali Şahin'in kavgada silah teşhirinden diğer sanık Ünal'ın da öldürmeye teşebbüsten hükümlülüğüne ait hüküm kısmının tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, sanıklardan Ünal'a ait depo parasının gelir yazılmasına,
Sanık Hüseyin Şahin ile Mevlüt Şahin hakkındaki sair itirazları gelince : 4 - a) Maktuller ve sanıklar akrabadır ve sanıklardan Hüseyin Şahin sanıklardan Ünal Şahin'in annesi ile ilişkisi olduğunun sanılmasından dolayı iki ailenin arası açıktır. Olaydan önceki günlerde sanık Hüseyin maktul Nasuh'uda yaralamıştır. Bu sebeplede husumet iki aile arasında alevlenmiştir. Olay günü sanık Ali Şahin bakkaldan dönerken maktul Nasuh ve sanık Ünal ile karşılaktıklarında sanık Ünal ile maktul Nasuh'un sanık Ali'ye küfrettikleri Ali'nin de bunlara mukabele ederek küfrettiği ve tabancasını çektiği ve Ünal'ın da kaçmaya başladığı Ali'nin onu kovaladığı Ünal'ın kendisini kovalayan Ali'ye taş atıp Ali'yi yüzünden yaraladığı bu esnada Ali'nin oğlu Hüseyin Şahin ve Mevlüt Şahin'in bu durumu gördükleri ve maktul Nasuh ile sanık Ünal'a "utanmıyormusunuz böyle yapmıya" diye bağırdıkları Nasuh'un annesi Satı'nın da Hüseyin'e taş attığı ve attığı taşın Hüseyin'e değilde Necati Çeliğe isabet ettiği ve Necati'nin yere düştüğü o anda maktul Sadullah'ın olay yerine geldiği Hüseyin ve Mevlüt'e "çıkın kozumuzu paylaşalım" diyerek meydan okuduğu sırada sanık Ünal'ın Hüseyin'e ateş edip onu karnından yaraladığı Hüseyin'in yaralanmasına rağmen kaçmaya çalıştığı Ünal'ın onu kovaladığı ve ateşine devam etmesiyle kolundan da yaraladığı ve bu suretle Hüseyin'in sanık Ünal tarafından öldürülmesine tam derecede de teşebbüs edilmesini gören oğlu Satılmış Şahin'in babası Hüseyin'in nefsine filhal vaki silahlı saldırıyı def'i zorunluğunun bais olduğu mecburiyetle ve tamamiyle meşru savunma koşulları altında üç el ateş ederek Ünal'ı yaraladığı Ünal yaralanınca maktul Sadullah'ın taş atarak Satılmış'ı ağızından üç gün işine engel olacak şekilde yaraladığı Satılmış'ın yere düştüğü, Satılmış'ın yere düştüğünü gören annesinin, "Sadullah oğlumu öldürdü" diye feryada başlamasını duyan Satılmış'ın babası sanık Hüseyin'in kaçmaktan vazgeçerek geri dönüp maktul Sadullah'a ateş ederek onu öldürdüğü bunu gören Sadullah'ın oğlu maktul Nasuh'un meşru savunma şartları altında Hüseyin'e ateş etmesi üzerine sanık Hüseyin ile kardeşi Mevlüt'ün ateş ederek maktul Nasuh'un yaraladıkları Nasuh'un aldığı kurşun yaralarından sağ koltuk altından girenin öldürücü nitelikte olmasına mukabil sağ kürekten giren ve elde edilen ve sanık Hüseyin'in tabancasından atılan kurşunun öldürücü nitelikte olmadığı hükme dayanak yapılan tanık sözlerinden ve özellikle tanık Ali Temizgül'ün şahadetinden ölü muayene tutanakları münderecatından ve ekspertiz mütalaasından anlaşılmakta olmasına göre, sanık Hüseyin Şahin'in maktul Sadullah'ı öldürmesi nedeni Sadullah'ın Satılmış'a taş atarak onun üç gün iş ve gücüne engel olacak şekilde yaralamış olmasından ibaret olan ve oluşa göre ağır olarak da kabulüne imkan olmayan hafif haksız hareketleri olmasına, karşılık, maktul Nasuh'a ateş ederek onu yaralaması nedeni ise tamamiyle meşru savunma koşulları altında kendisine ateş etmiş olmasıdır. Bu halde maktul Nasuh'tan gelmiş bir haksız hareketin varlığı kabul edilemez. Nasuh, babası Sadullah'a ateş eden ve onu öldüren Hüseyin'e ateş etmiştir. Ve tamamen yasal hakkını kullanmıştır. Bu bakımdan sanık Hüseyin'in maktullere karşı olan eylemlerinin nedenleri ayrı ayrıdır ve 450/5. maddenin unsurları yoktur. Kaldıki maktul Nasuh'tan elde edilen ve öldürücü olmayan nahiyeden alınan çekirdek sanık Hüseyin'in tabancasından atılmıştır. Diğer öldürücü olan sağ koltuk altından giren iç organları tahrip eden kurşunu diğer sanık Mevlüt'ün ısrarlı atışlarından ileri geldiğini kabulde zorunluk vardır.Zira bir şarjör mermiye maktule annesi Satı'nın oğlu Nasuh'a sarılmasına rağmen boşaltan sanık Mevlüt'tür ve maktul Nasuh'un meşru savunma koşulları altında kardeşi sanık Hüseyin'e ateş ettiğini görmüştür, bu koşullar altında bulunan maktul Nasuh'tan sanık Mevlüt lehine gelmiş haksız bir hareketin geldiğinin kabulü mükmün değildir.Bütün bu sebepler karşısında sanık Hüseyin'in maktul Sadullah'ı öldürmekten 448, 51/1 ve Nasuh'u öldürmeğe teşebbüsten ise 448, 62. maddelere göre sanık Mevlüt'ün ise Nasuh'u öldürmekten 448. maddeye göre tecziyeleri gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması yasaya aykırı ve temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan tebliğnamedeki onama isteğinin reddi ile hükmün bu nedenlerle bozulması gerekir.
SONUÇ : Temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama isteğinin reddi ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA , depo paralarının müdahillere ve sanık Hüseyin'e geri verilmesine Mevlüt'ün itirazları reddedildiğinden depo parasının gelir yazılmasına 29.11.1977 gününde oybirliğiyle karar verildi.